13. Hukuk Dairesi 2016/30933 E. , 2019/4401 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca, davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ..."ın tedavisinde kullanılmak üzere alınan medikal malzeme bedeli olan 18.000,00 TL"nin bakiye 8.000,00 TL sinin ödenmemesi üzerine ... 33.İcra Müd.nün 2013/21807 E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalılardan ...’ın ... malzemesini annesi ... adına aldığını ancak faturanın ... mevzuatı gereğince hasta adına tanzimi mecburi olduğundan ... adına düzenlendiğini, davalı borçluların medikal malzemenin fiyatının yüksek olduğu iddiasıyla takibe konu borca itiraz ettiklerini, ancak davalıların aldığı medikal malzemenin faturayla, kısmi ödemelerin ise banka havaleleriyle sabit olduğunu, dekontlara fatura bilgilerinin de yazıldığını, medikal malzemenin de davalı ...’ın vücuduna takılmış olduğunun hastane kayıtları ile sabit olduğunu, zaten bu hususunda davalılarca inkar edilmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını kabul ettiklerinden bahisle itirazın iptali ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ..., ...’ın kızı olduğunu, müteselsil borçlu ya da kefil olmadığını, kendisi tarafından sadece toplam 10.000,00TL"lik bir ödeme yapıldığını, annesi adına ödeme yapması sebebiyle borçlu olarak kabul edilip kendisine karşı icra takibi yapılmasının doğru olmadığını, davacı tarafın kestiği faturada ...... ifadesi dışında herhangi bir açıklama olmadığını, cihazın gerçek fiyatını beyan etmekten kaçındıklarını belirterek davanın reddine ve davacının %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini dilemişlerdir.
Mahkeme, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne, ...’ın davacıya 8.000,00 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Somut olayda davacı dava dilekçesinde, dava konusu takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, ancak mahkeme, davalılardan ‘...’ın davacıya 8.000 TL borçlu olduğunun tespitine’ şeklinde hüküm kurduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK 297/2 maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği” hüküm altına alınmış, bu doğrultuda hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüte yol açmayacak şekilde infazı kabil karar vermesi gerekir. Yine aynı kanunun 26.maddesi hükmüne göre ise, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Bu hali ile verilen karar HMK.nun 297/2.maddesine uygun değildir ve davacının talebi olan itirazın iptali doğrultusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......