20. Hukuk Dairesi 2013/9069 E. , 2014/712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2011 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 243 ada 121 parsel sayılı 1129,49 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, kayalık ve çalılık yerlerden olduğu, özel mülkiyete konu olacak yerlerden olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi gereğince tesbit dışı bırakılması istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline, 04.12.2012 tarihli fen bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) ile gösterilen 282,06 m² ve (C) ile gösterilen 386,55 m²’lik kısımların tescil ve sınırlandırma dışı bırakılmasına, (B) ile gösterilen 460,88 m² yüzölçümlü bölümün davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın (B) işaretli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; taşınmazın (B) kısmının zaten tapuda davacı adına kayıtlı olduğu gözetilmeden mükerrer sicil oluşturacak şekilde yeniden tescil hükmü kurulması, halen tapuda kayıtlı olan (A) ve (C) ile gösterilen bölümlerin Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, tescil ve sınırlandırma dışı bırakılması şeklinde hüküm kurulması ve yine 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.”
-2-
şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1, 2, 3 ve 6. bentlerinin çıkartılarak, bunun yerine “Davanın kısmen kabulü ile ... İlçesi, ... Köyü 243 ada 121 parsel sayılı taşınmazın 04.12.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) işaretli 282,06 m² ve (C) ile gösterilen 386,55 m² yüzölçümlü bölümlerinin tapu kaydının iptali ile ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, (B) işaretli 460,88 m² yüzölçümlü bölümün davalı üzerinde bırakılmasına, 6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H..U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 20/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.