5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/12195 Esas 2021/5642 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/12195
Karar No: 2021/5642
Karar Tarihi: 25.05.2021

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/12195 Esas 2021/5642 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dolayı sanığı mahkum etti ve ayrıca nakil aracının iadesine karar verdi. Temyiz edilen kararın incelenmesi sonucunda, nakil aracının iadesi kararı yerinde görüldü ve sanığın hükümden sonra yürürlüğe giren kanunlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin hükümler içerdiği ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Bunun sonucunda, karar bozuldu ve dosya yeniden mahkemeye gönderildi. Kararda geçen kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 62. maddesi ve 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2019/12195 E.  ,  2021/5642 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
    I-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan temsilcisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    II-) Sanık hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; Başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan temsilcisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.