14. Hukuk Dairesi 2019/2549 E. , 2020/3320 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23/05/2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/01/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 6 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1020 Esas, sayılı dosyasında davacı vekili, dava konusu 70002 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen ... 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1019 Esas, sayılı dosyasında davacı vekili, dava konusu 90013 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, dava konusu taşınmazların aynen taksiminin mümkün olduğunu, 70094 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davalı ..."e ait olduğunu, imar öncesi taşınmazların üzerinde ..."nun evi olmasına rağmen imar sonrasında park alanında kaldığını, 70094 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların müvekkili davalılara özgülenmesini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosyadaki deliller itibariyle aynen taksimin mümkün olmadığı kanaatine varılarak dava konusu 8 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen ilk kararın bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.01.2017 tarih, 2015/7248 Esas, 2017/323 Karar sayılı ilamıyla, “Davalılar ..., ..., ..., ... ve ...’a dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu; ayrıca yurt dışında olduğu bildirilen ...’a, öncelikle bilinen yurtdışı adresine 7201 sayılı Tebligat Kanununun 25. maddesi uyarınca dava dilekçesinin tebliği, yurt dışına tebliğ edilemediği takdirde adres kayıt sistemindeki adresine tebliğ edilmesi gerekirken, anılan hususlar gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan verilen kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Satışına karar verilen taşınmaz;
a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında,
b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında,
c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davalılar ... ve ... vekilinin yargılama sırasındaki ve temyiz dilekçesindeki beyanlarında dava konusu 70094 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki evin davalı ..."e ait olduğunu belirttiği ve bu hususun dikkate alınmasını talep ettiği görülmektedir. Hükme esas bilirkişi raporunda dava konusu 70094 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde hissedarlardan ..."e ait 49 kapı numaralı 2 katlı bina, ..."e ait 41 kapı numaralı tek katlı bina ve ..."e ait 43 kapı numaralı 2 katlı bina ile arkasında besi ahırı olduğu tespit edilmiştir. Buna karşın bir kısım davalılar vekilinin muhdesat iddiası yönünden yukarıda açıklanan araştırma ve inceleme yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar yönünden satış bedelinin dosyada mevcut tapu kaydı, veraset ilamı ve bilirkişi raporunda belirtilen tevzi tablosundaki nispetler oranında paylaştırılmasına karar verilmiş ise de, raporun denetime elverişli olmadığı ve çelişkili olduğu çelişki giderilmeden hüküm kurulması da doğru görülmemiş, yazılı gerekçelerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 03.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.