16. Hukuk Dairesi 2020/881 E. , 2020/792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi Yükselen Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 117 ada 52, 59, 124 ada 17, 33, 138 ada 1, 2, 130 ada 59 ve 103 ada 8 parsel sayılı muhtelif yüzölçümlü taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve miras hissesi oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 117 ada 52, 59, 124 ada 17, 33, 138 ada 1, 2, 130 ada 59 ve 103 ada 8 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris ...’ya ait ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/105 Esas, 20112/353 Karar sayılı veraset ilamındaki hissesi oranında davacı adına tapuya tesciline, kalan hissenin tespit maliki üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, yakın mirasbırakanı olan annesi ..."ın murisi ..."dan intikal eden taşınmazlardaki miras payına yönelik olarak, kök muris ... mirasçılarından ... mirasçıları aleyhine dava açmıştır. Kök muris ..., Türk Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce 1919 yılında vefat etmiş olup, ölüm tarihine göre terekesi paylı (müşterek) mülkiyet hükümlerine tabidir. Bu mülkiyet şeklinde paydaşların her birinin payları belirli olup, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamakta ve taraflar birbirlerine karşı üçüncü kişi konumunda bulunmaktadırlar. Davacının annesi ..."ın terekesi, ölüm tarihi itibariyle elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan, davacının ancak yakın mirasbırakanı olan annesi ..."ın terekesi adına tescil talebinde bulunabilmesi hukuken mümkündür. Ne var ki davacı, "... Terekesi" adına dava açmayıp kendi miras payına yönelik olarak dava açmıştır. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640 ve 702. maddeleri gereğince, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması gerekir. Buna göre ancak, bir mirasçı özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açabilirse de, mirasçı kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle davanın yürütülmesi mümkündür. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur.
Hal böyle olunca; eldeki davada, terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan muris ..."ın, davacı ... dışında mirasçılarının da bulunduğu anlaşıldığına göre, muris ... mirasçılarından olan davacının, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunan kök muris ... mirasçılarından ... mirasçıları aleyhine kendi payına yönelik açtığı tapu iptali ve tescili davasının dinlenmesi hukuken mümkün bulunmamakta olup, miras payı oranında açılan iş bu davada aktif husumet ehliyetinin tamamlanma olanağı da bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.