1. Hukuk Dairesi 2021/6641 E. , 2021/6756 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili, davacı ... vekili, bir kısım davalılar vekili ve katılma yoluyla da bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Davacı, ... Köyü İhtiyar Kurulu Kararı ile mülkiyeti Hazineye ait bazı taşınmazların köy yerleşim genişleme alanı olarak belirlendiğini ve parselasyon sonucu oluşan taşınmazların 3367 sayılı Yasa kapsamında dağıtımlarının yapılması için gerekli yerlerden izin ve olurların alınmasından sonra çekişmeye konu 113 adet taşınmazın her birinin ayrı ayrı 1.00 TL"den davalılara satılarak tescillerinin yapıldığını, dava dışı kişilerin ... İdare Mahkemesi"nin 2007/598 Esas, 2007/1799 Karar sayılı dosyasında açtıkları dava neticesinde 19.04.2005 tarihli hak sahipliği listesinin iptal edildiğini, yine aynı Mahkemenin 2006/302 Esas, 2007/1800 Karar sayılı kararı ile 113 adet parselin temlik ve tesciline ilişkin ... Valiliği Köye Yönelik Hizmetler Biriminin 02.05.2005 tarihli, 123/4019 sayılı kararının iptal edildiğini, her iki kararın da Danıştay tarafından onandığını, dağıtımda kişisel çıkar sağlandığı iddiası ile dönemin muhtarı ve köy ihtiyar heyeti ve o dönemin bilirkişi heyeti hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ceza davası da açıldığını, idari yargının iptal kararı ile davalıların yasal anlamda mülkiyet haklarının kalmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile ... Muhtarlığı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, iyiniyetli olduklarını, idari yargı kararlarında taraf olmadıklarını, kaldı ki dayanılan idari yargı kararında 22 kişinin yasal şartları taşımadığında
bahsedildiğini, taşınmazların geri istenebilme şartlarının yasada tek tek düzenlendiğini, onun dışında geri istenemeyeceğini, devirden sonra bir kısım taşınmazlar üzerine yapılar yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar ise karşı dava dilekçeleri ile; taşınmazlar üzerine iyiniyetli yapılaştıklarını, yıkımların fahiş zarar doğuracağını, daha önce taşımazlar için ödedikleri bedellerin mahsup edilerek uygun bir bedel karşılığı adlarına tescilini istediklerini, öte yandan taşınmazlar üzerine yaptıkları işlerin nitelik ve değerlerinin saptanarak zararlarının tazminine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, bir kısım davalılar vekilinin karşı dava yolu ile açmış olduğu davanın tefrikine, asıl dava yönünde ise, çekişmeye konu taşınmazların tesciline dayanak işlemler idari yargı yerinde iptal edildiği için tescillerin yolsuz duruma düştüğü gerekçesi ile davanın kabulüne, davalıların özel hukuka yönelik haklarının saklı tutulmasına, ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 327. maddesi gözetilerek karar ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin hatalı işlemleri neticesinde davanın açılmasına sebebiyet veren davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararın (D) maddesinde; ""Davacı iş bu davayı açmakla lüzumsuz masraf çıkarttığı kanaatine varılarak tüm yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına"" şeklinde hüküm kurulduğu ve yargılama giderleri arasına yargılama harçları da girdiği halde, gerekçeli kararın (C) maddesinde ayrıntılı gösterilen ""karar ilam harçlarının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına"" denilmek suretiyle, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. İşin esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; ...... Köyünde 3367 sayılı Kanuna göre yapılan ""Köy Yerleşme ve Gelişme Alanı"" uygulaması sonucunda, dava konusu taşınmazların davacı Köy Tüzelkişiliği adına tescil edildikten sonra 3367 Sayılı Kanunun Ek 15. maddesi ve dayanak Yönetmelik kapsamında köy ihtiyar heyetince hak sahibi olduğu belirlenen davalılara belli bir bedel karşılığında tahsis edildiği, evrak arasına alınan tapu kayıtlarına göre taşınmazların Samandağ, Koyunoğlu Mahallesinde kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa"nın 187. maddesi ile 442 sayılı Köy Kanununun geçici 1. maddesindeki düzenleme ile "".... 31.12.2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzelkişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13. maddesine göre taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla ek 13. maddede öngörülen diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalarda da bu madde hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde işin esasının değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine.
Bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, davalılardan ...’in 19.09.2011 tarihinde ölmesine rağmen vekilinin anılan davalı yönünden de kararı temyiz ettiği, Dairece anılan davalının ve aşamada ölen diğer davalılar ... ile ...’in mirasçılarına tebligat yapılması için dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, mahkecemece davalılar ..., ... ve ...’in mirasçılarına tebligat yapılmasına rağmen yasal süre içerisinde mirasçıların temyiz isteminde bulunmadıkları anlaşılmıştır.
Somut olayda, mahkemece ilk hüküm ile harcın her bir taşınmaz için ayrı ayrı tespit edilerek tamamlandığı ve son karar ile de davanın esastan reddine karar verildiği dikkate alınarak harcı tamamlanan dava değeri üzerinden yürürlükteki Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Bir kısım davalılar vekillerinin değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.