Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5536
Karar No: 2013/8423

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/5536 Esas 2013/8423 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, miras bırakan H.A.'nın mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak oğluna ve torunu Sebahattin'e taşınmazını sattığı gerekçesiyle tapu iptali ve terekeye iade istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, terekeye temsilci atanması gerektiği ve tereke temsilcisine duruşmaya katılması için çağrı yapıldığı halde katılmadığı için davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Ancak Yargıtay, tereke temsilcisinin katılmamış olmasının davacının miras payı hakkından vazgeçtiği anlamına gelmediğini ve mahkemenin eksikliği gidermek için terekeye temsilci atayabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle karar bozulmuştur.
Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 640 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 150.
1. Hukuk Dairesi         2013/5536 E.  ,  2013/8423 K.
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • MURİS MUVAZAASI
  • TEREKEYE İADE
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 640
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 150

"İçtihat Metni"

Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve terekeye iade isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK"nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı H..A.."ın kadasro tutanağındaki anlatıma göre; 1 parsel sayılı taşınmazını 1960 tarihinde dava dışı oğlu Al.ye, A.nin dava dışı oğlu Sebahattin"e satış suretiyle temlik ettiği, çekişmeli taşınmazın bu sebeple kadastro çalışmaları sırasında 31.12.1996 tarihinde S..adına tespit ve tescil gördüğü, S.."nin ölümüyle geriye mirasçısı olarak davalıların kaldığı, davacının; anılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, miras bırakan H.."nin ise 02.10.1971 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davanın tarafları ile dava dışı kişilerin kaldığı, yargılama sırasında murisin terekesine C..Ç.in temsilci tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda istek; tereke adına iptal ve tescil olduğuna göre, Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci atanmak suretiyle davanın yürütülmesi doğrudur ve asıldır. Ne varki; tereke temsilcisi hiç bir oturuma katılmamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer ve artık davayı açan mirasçının, isteğini payına hasretmesi hak ve yetkisi ortadan kalkacağından bu yöndeki beyana hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, davayı tereke temsilcisi takip etmediğine göre takip yetkisi kalkan mirasçının davayı takip edip, oturumlara iştirak etmesi davacı tarafın davada temsil edildiği anlamını taşımaz. Bir başka ifade ile davalının davadaki muhatabı yargılamaya iştirak eden mirasçı olmayıp tereke temsilcisidir, yani davacı taraf tereke ve onu temsil eden tereke mümessilidir.  
Somut olaya gelince; tereke temsilcisine 21.06.2012 tarihli duruşmaya katılması için davetiye gönderilmiş,  bu  davetiye muhataba 23.05.2012  tarihinde  bizzat   tebliğ  edilmiş, ne var ki anılan oturuma ve sonraki 25.09.2012 tarihli oturuma tereke mümessili katılmamış, 25.09.2012 havale tarihli dilekçe ile de görevinden istifa ettiğini bildirmiştir. Her  ne   kadar davacı  mirasçılar  yönünden  terekeye  temsilci  atanmış ve  tereke  temsilcisi  bizzat yapılan  tebligata  rağmen  duruşmalara  katılmamışsa da, bu duruşmaların tümüne  katılan davalı  vekilinin  21.06.2012  tarihli  oturumda tereke  temsilcisi katılmamasına  rağmen  dosyanın   işlemden  kaldırılmasını talep   etmediği, aksine "  eksik  olan  hususlar  giderilsin" diyerek, açıkça  davayı  takip  iradesini  ortaya  koyduğu, sonraki 25.09.2012  tarihli  oturumda ise önce  aynı beyanı  tekrarladığı, son  sözü  sorulunca  ise "  davanın  reddini  talep   ettiğini" beyanla  davayı  takip  etme  yönündeki  iradesini  sürdürdüğü  anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı vekilince  dava  takip  edildiğinden  görevinden istifa eden  tereke temsilcisinin davayı takip etmemesi sebebi ile işlemden kaldırılan davanın 6100 sayılı HMK"nın 150/5. maddesi gereğince  üç aylık  yenileme süresi  de dolduğundan bahisle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
Bu  durumda; mahkemece, tereke temsilcisi ile  ilgili  eksikliğin  giderilmesi, gerekirse terekeye bir başka kişinin temsilci olarak atanmasının sağlaması, ondan sonra işin esasına girilerek inceleme ve araştırmanın yapılması ve  hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin  harcın  temyiz edene geri  verilmesine, 23.05.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.
 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi