Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8103
Karar No: 2012/8982
Karar Tarihi: 11.10.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/8103 Esas 2012/8982 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/8103 E.  ,  2012/8982 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı


    ... ile Mehtap Çabuk aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kabulüne dair Adana 1. Aile Mahkemesinden verilen 29.07.2011 gün ve 14/990 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, boşanma dava dilekçesinde evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına tescil edilen 3631 ada 3 parselde kayıtlı arsaya bilahare bina inşaa edildiğini, bedelin vekil edeni tarafından ödendiğini açıklayarak, fazla hakları saklı tutularak 20.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini, ayrıca vekil edenine ait eşyaların tespit ve teslimine karar verilmesini istemiş; dava değeri üzerinden 7.12.2006 tarihli makbuzla harç ikmal edilmiş ve talep boşanma dosyasından tefrik edilmiştir. Davacı vekili, 29.7.2011 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesinde talebin 38.478 TL arttırıldığını ifade ederek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın vekil edeninin çalıştığı dönemde yaptığı birikim ve ailesinin desteğiyle satın alındığını, üzerindeki binanın da aynı şekilde yapıldığını, davacının katkısı bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 58.578 TL katkı ve katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 27.10.1993 tarihinde evlenmiş, 04.01.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 06.07.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu Yüreğir’de 3631 ada 3 parselde bulunan ve arsa vasfıyla tapuya kayıtlı bulunan taşınmaz 22.04.1998 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiş; söz konusu parsel 05.03.1999 tarihinde imar uygulamasıyla 9894 ada 5 parsel numarasıyla davalı (141/868 payla) ve müşterekleri adına tescil edilmiş; bilahare yine davalı adına Yüreğir Belediyesi üzerindeki payın 12.12.2002 tarihinde satın alınması ve tevhitle davalı üzerindeki pay 254/868 hisseye ulaşmıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmaz arsa vasfıyla tapuya kayıtlı ise de, üzerine zemin bir kattan oluşan bina inşaa edildiği anlaşılmaktadır.
    TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, uyuşmazlık konusu taşınmazın 141/868 payının satın alım ve üzerine inşaa edilen binanın zemin katının yapım tarihi itibariyle taraflar arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan bu döneme ilişkin uyuşmazlık Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri nazara alınarak çözüme kavuşturulduğuna, buna göre eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğacağına, 743 sayılı MK.nun yürürlükte bulunduğu, 01.01.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya parayla ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısı bulunması gerektiğine, dosya arasında bulunan bir kısım beyanlar ve çalışma belgeleri incelendiğinde davacının çalıştığı belirlendiğine göre katkıda bulunduğunun kabulüyle, bu tür davalarda fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet kuralı da gözetilmesi gerektiğine göre mahkemece benimsenen bilirkişi raporunun katkı payı alacağına ilişkin bölümünün hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ne var ki, uyuşmazlık konusu taşınmazın 113/868 payının davalı adına satın alım ve üzerine yapılan binanın 1.katının % 17"lik bölümünün taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 1.1.2002 tarihinden sonraya rastladığı belirlenmiştir. Davanın buna ilişkin bölümü TMK.nun 219, 231, 235 ve 236.maddelerine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. Dosya arasında mevcut bilirkişinin 11.7.2011 tarihli raporunda hesaplanan ve mahkemece benimsenen davacının katkı payı alacakları 01.01.2002 tarihinden önce edinilen davalı üzerindeki arsa hissesi bakımından 7050 TL, zemin katın yapımına katkısı bakımından 37.862,24 TL. olarak bildirilmiş; katılma alacakları ise 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen davalı üzerindeki arsa hissesi bakımından 8475 TL ve binanın 1.katının bu dönemde yapılan payına ilişkin olarak 5191 TL olarak belirtilerek, davacının katkı payı ve katılma alacağı toplamının 58.578,24 TL olduğu açıklanmıştır. Yukarıda da izah edildiği üzere dava dilekçesi 20.000 TL"den harçlandırılmış, davacı taraf ıslah dilekçesiyle talebin 38.478 TL arttırıldığını beyan etmiştir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazlar için 743 s. MK.da herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Ancak 743 s. MK.nun “Borç Umumi Kaideleri” başlığını taşıyan 5. maddesinde, “Akitlerin in"ikadına ve hükümlerine ve sükutu sebeplerine taalluk edip borçlar kısmında beyan olunan umumi kaideler, Medeni Hukukun diğer kısımlarında dahi caridir” hükmüne yer verilmiştir. Bu durum karşısında MK.nun 5. maddesinin yaptığı yollamayla somut olayda, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaz hissesi ve zemin katın inşası bakımından Borçlar Kanununun 125. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Başka bir anlatımla davanın katkı payı alacağına ilişkin bölümü bakımından dava ve ıslah tarihi itibariyle davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Mahkemece, bilirkişinin yukarıda belirtilen raporunda açıklanan katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekir.
    Davanın katılma alacağına ilişkin bölümü bakımından ise; davacı katılma alacağına ilişkin isteğini ıslah dilekçesiyle talep etmiştir. Bu bölüm açısından 4721 sayılı TMK. nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Davalı taraf ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def’ini ileri sürdüğüne ve boşanma davasının kesinleştiği tarihten ıslah tarihine kadar zamanaşımı süresi dolduğuna göre, davanın katılma alacağına ilişkin bölümünün reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 888,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 11.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi