8. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/8467 Karar No: 2012/8981 Karar Tarihi: 11.10.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/8467 Esas 2012/8981 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, evlilik birliği içinde edinilerek dava dışı eşi adına tescil edilen taşınmazın muvazaalı olarak kendisine devredildiğini iddia ederek tapu kaydının iptal edilmesi talebiyle açılan davayı reddetti. Mahkeme, davacının şahsi hakkı için dava açmasının hukuki yararı olduğunu kabul ederek davayı kabul etti. Ancak davalı tarafından temyiz edilen davada, usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme kararı bozuldu. Muvazaalı işlemin BK'nun 18. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi) uyarınca şahsi hakka dayalı olduğu ve mevcut değeri itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alanına girdiği belirtildi. Kararda, mahkemenin görevinin Aile Mahkemesi olarak değil; Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi), 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 1 ve devamı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 1. ve Geçici 3. maddeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/ç ve 440/I maddeleri.
8. Hukuk Dairesi 2012/8467 E. , 2012/8981 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 18.03.2010 gün ve 33/77 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, evlilik birliği içinde edinilerek dava dışı eşi ... adına tescil edilen taşınmazın muvazaalı olarak davalı ...’a devredildiğini, ayrılık ve nafaka davasının yargılama aşamasında yapılan satışın gerçek olmadığını, satışa rızası bulunmadığını, alıcı davalının da dava dışı eşin kardeşi olup durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, 345 ada 41 parselde 9 numaralı bağımsız bölümün davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile dava dışı eş adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, nizalı taşınmazın kardeşi Arslan tarafından kendisinin borç verdiği peşinat ve banka kredisiyle satın alındığını, ödemede sıkıntıya düşmesi nedeniyle satışı söz konusu olunca, gerek borcuna mahsuben gerekse banka kredisini ödeyerek bizzat satın ve devraldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir Temyize konu dava, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 18.maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi) uyarınca açılmış şahsi hakka dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Davacı, şahsi hakkına dayanarak ileride açabileceği mal rejiminin tasfiyesi ile hak edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açmış, tapu kaydının iptali ile dava dışı eş adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın kanuni dayanağı BK.nun 18.maddesi olduğuna, davalı ile dava dışı eş arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yeri dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemelerdir. Dava, Aile Mahkemesi sıfatıyla hükme bağlanmıştır. Görev kamu düzeni ile ilgili olduğundan iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur. 6100 sayılı HMK.nun Geçici 1.maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılan davaların açıldığı tarihte görevli olan mahkemelerce bakılmasına devam edileceği bildirildiğine göre, çekişme konusu taşınmazın dosya kapsamıyla belirlenen değeri itibariyle temyize konu tapu iptali ve tescile ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmesi (kural olarak; mahallinde Aile Mahkemesi kurulmuş yerlerde görevsizlik kararı verilmesi) gerekirken, hatalı değerlendirmeyle Aile Mahkemesi sıfatıyla görülen davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 903.60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 11.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.