8. Hukuk Dairesi 2012/2038 E. , 2012/8979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.12.2011 gün ve 25/697 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 91 parsel numaralı taşınmazın davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile vekil edeni adına tesciline; 18.11.2011 tarihli dilekçeyle ise niza konusu taşınmazda bulunan davalı adına kayıtlı hisselerin imar uygulaması üzerine 530 ada 2, 533 ada 10, 536 ada 1 ve 538 ada 3 parsellere gittiğini açıklayarak, belirtilen imar parsellerindeki davalı adına kayıtlı hisselere ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, hak düşürücü sürenin dolduğunu, uyuşmazlık konusu taşınmazın davacıya satılmadığını, davacının kira karşılığı kullandığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tespit tarihi ile kesinleşme tarihi arasında bulunan dönemde senetle satın alındığı, zilyetliğin davacıya devredildiği gerekçesiyle davanın kabulüne 533 ada 10, 538 ada 3, 536 ada 1 ve 2 parsellerde davalı üzerinde kayıtlı payların iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle reddine ilişkin önceki hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 14.10.2010 tarih, 1753 Esas ve 4762 Karar sayılı ilamıyla özet olarak “…..Davacının uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümünü kadastro tespit tarihinden sonra fakat kesinleşme tarihinden önceki dönemde satın ve devraldığı iddiasıyla 21.6.1971 tarihli senede dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, davacının dayandığı hukuki sebebin tespit öncesi neden olmadığından davanın hak düşürücü süreden reddinin doğru olmadığı, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi…” gereğinden bahisle bozulmuştu. Mahkemece bozma ilamına uyularak yazılı şekilde hüküm verilmiştir.
Dava konusu 91 parsel, 28200 m2 yüzölçümüyle ve tarla vasfıyla senetsizden otuz yılı aşkın süredir ...zilyetliğinde bulunmakta iken ölümü üzerine mirasçılarına kaldığı, mirasçılık belgesi sunulmadığından bahisle ...mirasçıları adına 16.8.1963 tarihinde tespit edilmiştir. Mehmet Ali Yılmaz ve müştereklerinin tespite itirazı üzerine Manavgat 1.Tapulama Mahkemesinin 29.12.1986 tarih, 1975/19 Esas ve 1986/149 Karar sayılı ilamıyla tespite itiraz davacılarından Mehmet Ali Yılmaz tarafından açılan davanın dayandığı Mart 1289 tarih 37 sayılı ve 3.8.1960 tarih 2 sayılı tapu kayıtlarının nizalı parseli kapsadığı gerekçesiyle kabulüne, 91 parselin tespitinin iptaliyle hisseleri oranında davacı ... Yılmaz, ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş, hüküm yasal yollardan geçmek suretiyle 11.2.1993 tarihinde kesinleşmiştir. Niza konusu parsel 25.9.2009 tarihinde yapılan imar uygulamasıyla muhtelif imar parselleri oluşmuş, davalının gerek hükmen gerek hükmen tescil tarihinden sonra miras bırakanından intikalen tevhiden oluşan payları 533 ada 10, 536 ada 1, 536 ada 2 ve 538 ada 3 parsellerde hisselendirilmiştir.
Davacı, uyuşmazlık konusu 91 parsel paydaşlarından ... payını 21.6.1971 tarihli senetle satın ve zilyetliği devraldığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya arasında bulunan uyuşmazlık konusu parselin hükmen tesciline ilişkin yukarıda tarih ve sayısı yazılı ilam içeriğine göre, dava konusu taşınmaz öncesi itibariyle tapuya kayıtlı bulunan yerlerdendir. Dayanak senedin düzenlendiği, iddiaya konu satışın yapıldığı tarihte dava konusu taşınmaz tapuda kayıtlı bulunan bir yerdir. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı Türk Medeni Kanununun 706, 818 sayılı Borçlar Kanununun 213 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237) ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26.maddesi hükümleri karşısında geçersizdir. Böyle bir satış haricen satın ve devralan kişiye tapu kaydının iptali ve adına tescili yönünde bir hak bahşetmez. Bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı nitelendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 178,50 peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 11.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.