Esas No: 2021/8783
Karar No: 2022/3590
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8783 Esas 2022/3590 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu dava, bir trafik kazasından kaynaklanan hasarın kasko sigortasından tazmini istemine ilişkin bir davada temyiz edilen bir karardır. Uyuşmazlık hakem heyeti, sigortalının sürücüsünün kazaya alkollü olarak sebebiyet verip vermediği konusunda bilirkişi raporu almadan karar vermiştir. Bu nedenle, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına uygun olarak nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyet aracılığıyla kusur oranının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kararda sigorta poliçesi koşullarına değinilerek, sigortacının hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın salt (münhasıran) alkollü olarak gerçekleşmiş olması gerektiği vurgulanmıştır. Karayolları Trafik Kanunu'nda ve Kasko Sigortası Genel Şartları'nda yer alan ilgili hükümler de belirtilerek, yönetmelik düzenlemesine olanak tanıyan hükümlerde yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmadığından, yasada yer alan hüküm dikkate alınmadan sadece 0,50 promilin üstünde alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz olduğu ifade edilmiştir. Kararda ayrıca, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'te yer alan vekalet ücreti uygulamasına da değinilerek, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri oranında olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48. maddesi
- Kasko Sigortası Genel Şartları'nın B.5.5 maddesi ve Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.5.5. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkime ilişkin tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü,
K A R A R
Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalıya kasko sigortalı aracın 24/03/2016 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda, aracında toplam 41.335,40 TL hasar meydana geldiğini belirterek bu miktarın ve ayrıca 765,08 TL eksper ücretinin de davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, sürücünün kaza sırasında alkollü olması nedeni ile hasarın teminat dışı olduğunu bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulü ile 41.335,40 TL’nin 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ayrıca 765,08 TL eksper ücreti ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak başvurana ödenmesine karar verilmiş, davalı vekili tarafından karara itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş, davalı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarının, kasko sigortasından tazmini istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, trafik kazasının salt alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2918 Sayılı KTK'nın madde 48 – (Değişik : 24/5/2013 - 6487/19 md.)'de; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasak olduğu belirtilmiştir.Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1 maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullanığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0,50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.Öte yandan, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5 maddesinde; ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. maddesinde, taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler
tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK'nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0,50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir. O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK hükümleri gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyet aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin tespiti durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda, çift taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında kaza tespit tutanağında sürücülerin kusur dağılımı yapılamamıştır. Hakem Heyetince münhasırlık hususunda bilirkişiden rapor aldırılmamıştır. Bu halde,varsa Savcılık soruşturma dosyası ve ceza dava dosyasının dosya arasına temini sağlanarak, nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerin yer aldığı heyetten kusur oranlarının, sürücünün % 100 kusurlu çıkması halinde kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre; Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulü kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına da 4.896,89 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. İtiraz hakem heyetince davalı vekilinin davacı yararına hükmedilen vekalet ücretine yönelik itirazları da red edilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık
Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmü BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.