8. Hukuk Dairesi 2019/6023 E. , 2019/11211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ünye (Kapatılan) (İcra Hukuk) 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.09.2018 tarihli ve 2017/48 Esas, 2018/45 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacı vasisi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vasisinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı 15.05.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 28.06.2017 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 15.05.2014 – 15.05.2017 dönemi kira alacağı 51.939,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 03.07.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 06.07.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklı olduğunu iddia eden ... isimli şahsı tanımadığını, kira borcu bulunmadığını, her iki alacaklı tarafın iddia ettiği gibi bir borcun bulunmadığını, bu nedenle borca ve ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, kiralanan taşınmazın müşterek mülkiyete tabi olup, davacı ...’a ait hissenin 1/24 olduğu, tanık beyanlarına göre de diğer paydaşların kira bedellerinin aralarında paylaştırılmasına rıza gösterildiği, yani bu kira sözleşmesine icazet verilerek geçerli hale geldiğinin anlaşıldığı, kiralananın anahtarının davacıya teslim edilmediği, ancak kiracının sorumluluğunun, dava konusu taşınmazın 25/48 hissesine, dolayısıyla pay çoğunluğuna sahip olan “... Tarım İlaçları ve Ürn.San.Tic Ltd.Şti.” tarafından Mustafa Acar arasında 15.04.2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yapıldığı zamana kadar işlemiş kira bedelinden sorumlu olacağına kanaat getirildiği, davacı ancak hissesine (1/24) düşen kira bedelini isteyebileceğinden, 508,29 TL için takibin devamına ve davalı taşınmazı tahliye ettiği için bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, taşınmazın davacının murisi Halil Yıldıran’dan intikalen gelen taşınmaz olduğu ve davacının kiraya verenin mirasçısı olmakla, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğunun anlaşılmakta olduğu, mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan takibin mirasçılar tarafından birlikte başlatılması ve davanın da birlikte açılması gerektiği, ancak başlatılan takibin mirasçılardan yalnızca davacı ... tarafından başlatıldığı, buna göre, dava konusu taşınmaz miras bırakandan intikal etmiş olup, davacının dışında başka mirasçıları da bulunduğu anlaşıldığından, davacının tek başına takip yapma ve dava açma hakkı bulunmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-b-2 maddesindeki yasal zorunluluk nedeni ile tümü ile kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu"nun 269/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini aynı yasanın 62. maddesi hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise, akdi kabul etmiş sayılır. İcra ve İflas Kanunu"nun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re"sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur.
Olayımıza gelince; taraflar arasında 15.05.2011 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşme, kiraya veren olarak davacı ... ile davalı kiracı ... arasında düzenlenmiştir. İcra takibini yapan davacı kiraya veren olup, sözleşmedeki kira bedelinin tamamının tahsili için icra takibi yapmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı borçlu icra takibine itirazında, takip alacaklısı ... ile kira ilişkisine itiraz etmemiş, alacaklı tarafa borcu olmadığını ileri sürmüştür. Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye ve kira miktarına karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi ve kira miktarı kesinleşmiştir. Zira kiracılık sıfatında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda borçlu İİK"nin 269/c maddesine göre borcun ödendiğini ve sair sebeple istenemeyeceğini ispat edemediği takdirde mahkemece takibe konu kira alacağının tamamı ve hesap edilecek işlemiş faizi üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, İlk Derece Mahkemesi kararı yalnızca davacı tarafça istinaf edildiği ve kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince temyiz eden davacı taraf aleyhine davanın tümden reddine karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nin 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.