3. Hukuk Dairesi 2016/7499 E. , 2017/18133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, evlendiğinde getirdiği tüm eşyalarını , çeyiz senedini imzalayan davalılara teslim ettiğini, davalı kocasından boşandığını, boşanma kararının kesinleştiğini, ziynet ve çeyiz eşyalarının eski eşinin yanında kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, eşyaların aynen iadesine; olmaz ise, ziynet eşyaları için 20.000.00.- TL nin dava tarihinden yasal faizi ile , çeyiz eşyaları için 10.000.00.- TL nin dava tarihinden yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, ziynet eşyalarının davacıda olduğunu, senedin usulen imzalandığını, çeyiz eşyalarının teslim edildiğini savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davacı tarafça ziynet eşyalarına yönelik talep ve davanın ispat edilememesi nedeni ile reddine, davacı tarafın dava dilekçesi ile istemiş olduğu Çeyiz eşyalarından davacıya teslim edilmediği belirlenen ve çeyiz eşya senedinde yazılı bulunan 1 adet yatak odası takımı (karyola, gardrop, tuvalet masası, 2 adet komidin) (800 TL), Gümüşlük takımı, (büfe ve konsol) (350 TL), Koltuk takımı (3 lü, 2 li ve 2 adet tekli koltuk) (450 TL), No-Frost Buz dolabı (500 TL), çamaşır makinası (300 TL), LG Plazma TV (400 TL), elektrikli süpürge (110 TL) "nin aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin toplamı olan 2.910 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin eşyaların teslim edilmiş olması nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kununi gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Somut olayda; davalıların, çeyiz senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarını teslim alarak, senedi " eşyaları teslim alanlar " sıfatı ile imzaladıkları anlaşılmaktadır .
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun “İspat Yükü” başlıklı 6.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
6100 sayılı HMK m.189/3 maddesi(1086 sayılı HUMK mad. 287) "Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususla, başka delillerle ispat olunamaz " hükmünü amirdir. Aynı Kanunun m.200/I maddesi " senetle ispat" (1086 sayılı HUMK mad. 288) ve 200/II (1086 sayılı HUMK mad. 289) maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine, Aynı Kanunun m.201 maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 290); "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 293); "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir.
Eldeki dava, mehir senedinden dolayı ziynet eşyalarının teslimi ya da bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre; konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir.
Dava konusu ziynet eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup davalıları bağlar. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, davacı kadına ait olduğu kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyalarının davalılara teslim edildiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, ziynet eşyalarının davacıda olduğu iddiasını davalılar ispatlamakla yükümlüdür.
Dava konusu uyuşmazlıkta, mahkemece davacının tanık dinlenmesine onayı olmadığı, ispat külfetinin davalı tarafta olduğu gözetilmeksizin; davacının, dava konusu ziynet eşyalarının elinden alındığı iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; anılan çeyiz senedine göre, ispat külfetinin davalılarda olduğu kabul edilerek, davalıların yemin deliline de dayandıkları gözetilerek, davalılara ispat olanağı sağlanmalı, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.