11. Ceza Dairesi 2020/1079 E. , 2020/3245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belge gizleme, sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Sahte fatura düzenlemek suçundan mahkumiyet, defter ve belge gizleme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması
I-Defter ve belge gizleme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve bu hususta itiraz merciince karar verilmediği anlaşıldığından, dava dosyasının bu yönden merciince incelenmek üzere mahalline İADESİNE,
II-2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.11.2014 tarihli 2013/830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hükmün gerekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3, CMK"nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiğinden; somut olayda sanığın sabit kabul edilen fiillerinin ne olduğu belirtilip buna dayanak olan deliller gösterilip tartışılmadan gerekçesiz hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan davada, sanığın kimlik bilgilerinin ele geçirildiği ve adına şirket kurulduğundan haberinin olmadığını savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi açısından; şirketin tarh dosyası ilgili vergi dairesinden getirtilerek, şirketin kuruluşuna ilişkin belgelerdeki yazı ve imzaların, sanığa ait olup olmadığının belirlenmesi için, şirketin kuruluş tarihine en yakın, tercihen daha önceki tarihlerde atılmış bol miktarda samimi imza ve yazı örneklerini içerir belgelerin çeşitli kurum ve kuruluşlardan araştırılarak temini, ayrıca huzurda bol miktarda yazı ve imza örnekleri alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması; şirketin kuruluş işlemleri sırasında kullanılan nüfus cüzdanındaki fotoğrafın sanığa ait olup olmadığının belirlenmesi; sanığın, şirketin kuruluşundan ve şirkete ortak olduğundan haberinin olmadığının tespit edilmesi halinde beraatine hükmolunması; aksi halde suç konusu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde, getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, suça konu faturalardaki yazı ve imzaların sanığa aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması; sanığın ve şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına kimin iş ve işlemlerde bulunduğunun belirlenmesi, sanığın ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının şirketin banka hesaplarındaki paraların kimler tarafından çekildiğinin araştırılması, suç konusu faturaları kullanan şirket yetkililerinin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları konusunda beyanları da alınarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a)İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/55148 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2009 takvim yılında da sahte fatura düzenlemek suçundan kamu davası açılmış ise de; atılı 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu yönünden sanık hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından, mahkeme tarafından öncelikle 213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, dava şartı olan rapor değerlendirme komisyonu mütalaası alınmadan yargılamaya devamla mahkumiyet kararı verilmesi,
b)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte belge düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı İle birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
17.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.