Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3243
Karar No: 2013/8371
Karar Tarihi: 23.05.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/3243 Esas 2013/8371 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanın felçli olduğunu ve vekilinin muvazaalı olarak taşınmazları devrettiğini iddia ederek tapu iptal ve tescil davası açmışlardır. Mahkeme, davacılar K.H., N. ve M.'in mirasçı olmadıklarını gerekçe göstererek davayı reddetmiş, diğer davacılar yönünden muvazaalı temlik olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı H.D.'nin kayıt maliki olmadığı gözardı edilmiş ve mirasçıların belirlenmemesi nedeniyle karar doğru değildir. Dosya, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeniyle açılan dava olduğu için, tüm mirasçıların bir arada hareket etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, karar bozulmuştur. 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi gereğince hüküm bozulmuştur.
1. Hukuk Dairesi         2013/3243 E.  ,  2013/8371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/10/2012
    NUMARASI : 2010/313-2012/475

    Yanlar arasında görülen tapu  iptali  ve  tescil  davası sonunda, yerel mahkemece  davanın,  davacılar K.H., N.  ve  M.in  mirasçı  olmadıkları  gerekçesi  ile davacılar  yönünden  davanın  reddine, diğer  davacılar   yönünden  ise  davanın  kabulüne  ilişkin olarak verilen karar davacılar  vekili  ile davalılar  vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                                    
    Davacılar,  miras bırakanları S..A..ün felçli olduğunu, birlikte yaşadığı oğlu  M.. A.."nin bu durumdan yararlanarak eve noter getirip satış yetkisinin bulunduğu 19.03.1987 tarihli vekaletname düzenlettirerek, çekişme konusu 25 parça taşınmazdaki miras bırakana ait olan payları kız çocuklarından kaçırmak için dayısının çocukları olan davalılara satış göstermek sureti ile muvazaalı olarak devrettiğini, muhtemelen payların vekile geri döneceğini, ancak 3 yıl sonra ölmesi sebebi ile bunun gerçekleşmediğini, vekilin kötüniyetli olup,  murisin yararına ve iradesine uygun hareket etmediği gibi, herhangi bir bedel de ödemediğini, davalıların da bunu bilen kişiler olduklarını ileri sürerek tapu iptal ve miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir. 
    Mahkemece, davacılar K..H.., N. ve M.in mirasçı olmadıkları gerekçesi ile bu davacılar yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davacılar yönünden ise çekişme konusu temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davalılar adına kayıtlı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakan S..A.."ün  çekişmeye konu 25 parça  taşınmazdaki paylarının  vekili olan  M. A..A. tarafından 26.03.1987 tarihinde akrabası olan davalılar H.D., B. D. ile A.oğlu H.D."a satış suretiyle devredildiği, 1904 doğumlu olan miras bırakanın 19.01.1991 tarihinde öldüğü, vekil M. A.A. de miras bırakandan önce 1990 yılında öldüğü anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yaparak çekişmenin giderilmesi konusunda gözetilmesi gerekli yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak  hakime aittir.
    Somut olaya gelince, dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olmayıp, iddianın içeriği ve  ileri sürülüş biçimine göre vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olduğu açıktır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacılar dışında başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin  atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi) tartışmasızdır.
    O halde, vekalet görevinin kötüye kullanılması  hukuki sebebine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle  yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
    Kabule göre de, evrak arasına sunulan miras bırakana ait iki ayrı veraset ilamında mirasçılar yönünden çelişki bulunduğu halde, bu çelişki giderilmeden ve davacılardan K.. H.N.. ve M.in mirasçı olup olmadıkları kesin olarak belirlenmeden sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, davalı olarak yeralan H.D.un kayıt maliki .olmayıp, kayıt malikinin oğlu .olduğunun gözardı edilmiş olması da doğru değildir.
    Davacılar vekili ile davalılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi