9. Hukuk Dairesi 2014/9739 E. , 2015/22566 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı - karşı davalı, ihbar tazminatı alacağının, davalı - karşı davacı ise kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın reddine karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalının ofis personeli olarak çalışırken iş sözleşmesini haksız şekilde fesh ettiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde sona erdirildiğini ihbar tazminatı talebinni haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş ve karşı davası ile kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ve yıllık izin ücret alacağının tahsilini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işyerinde 8 yıl 3 ay 13 gün çalışan işçinin, işverenin kendisine kötü davranması nedeniyle iş akdini 4857 Sayılı Yasa"nın 24. Maddesi gereğince haklı nedenle feshettiği, işçiye kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği, ancak ihbar tazminatı talep hakkının bulunmadığı, yıllık izinlerin tamamının kullanıldığının davacının imzasını da taşıyan belge ve formlarla ispat edilemediği, davacının yıllık 270 saati aşan ücrete dahil olan fazla çalışma süresinden daha fazla mesai yaparak çalıştığı, zamanaşımı itirazı dikkate alınarak tanık beyanına göre belirlenen fazla mesai ücretinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği gerekçesi ile işçi tarafından açılan karşı davanın kısmen kabulüne karar verilirken karşı davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Karşı davada, yapılan takdiri indirim dışında red edilen kısım üzerinden kendini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK. nun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç:
Hüküm fıkrasında karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin kısımda davalı yararına vekalet ücreti belirlenmesine yer olmadığına dair cümle tamamen çıkartılarak, yerine;
“ Davalı vekille temsil edildiğinden, red edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.nin 12. maddesi hükümlerine göre hesaplanan, 1.715,88 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine," yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.