3. Hukuk Dairesi 2017/16520 E. , 2017/18115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl davada tazminat, birleşen davada alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl davada davacı kiracı; davalılardan ... ile aralarında imzalanan kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı cafe olarak işletmek amacıyla kiraladığını, özel sebeplerle 2011 yılından sonra kiralananı devretmek istediğini ancak davalı kiraya veren tarafından devre muvafakat edilmediğini, bunun üzerine kendisinin şehir dışında olduğu bir sırada davalı ... ile yanında çalışan diğer davalı ... tarafından 18.08.2012 tarihinde taşınmazın gasp edildiğini, dükkan kilidinin değiştirilmek suretiyle işletilmesine engel olunduğunu, bu nedenle maddi ve manevi zararı oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., olay sırasında davacı kiracının iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazda herhangi bir eşyasının bulunmadığını, durumun ceza dosyasında kiracı tarafından beyan edildiğini belirterek davanın reddini dilemiş, birleşen davada ise; davalı kiracının 2011 yılı Haziran ayı ile 2012 yılı Ağustos ayları arası toplam 16.000 TL kira borcu bulunduğunu belirterek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.920,00 TL alacağın dahili davalılardan tahsiline, birleşen dava yönünden ise davanın kabulü ile 16.000 TL kira alacağının tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen dosya davalısı tarafından her iki davaya yönelik temyiz edilmiştir.
1-) Davacı-birleşen dosya davalısı ...’nun asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece hükmün gerekçesinde davalılardan ...’nun ...’un çalışanı olduğu anlaşılmakla bu davalı hakkında açılan davanın reddine karar verildiği yazılı olduğu halde, hükmün sonuç kısmında davacının 1.900,00 TL alacağının dahili davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararın bu şekilde yazımı ile, hükmün gerekçe kısmı ile sonuç kısmı arasında çelişki yaratılmıştır. Bu nedenle Yargıtay denetimine, usul ve yasaya uygun olmayan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacı-birleşen dosya davalısının asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
3-) Davacı-birleşen dosya davalısı ...’nun birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.10.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira bedelinin 1.000 TL olduğu, her ayın biri ile üçü arasında peşin ödeneceği ve belirlenen kira bedeline her yıl %10 oranında artış yapılacağı kararlaştırılmıştır. Davacı-kiraya veren dava dilekçesinde; kiracının 2011 yılı Haziran ayı ile 2012 yılı Ağustos ayları arası toplam 16.000-TL kira bedelini ödemediğini belirterek ödenmeyen kira bedellerinin tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı-kiracı ise ödemeler konusunda sıkıntı yaşamaya başladığını ve bu nedenle taşınmazı devretmek istediğini ancak daha sonra davacının haksız fiiline maruz kaldığını ve bu nedenle taşınmazı kullanamadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Her ne kadar davalı-kiracı yargılama sırasında herhangi bir ödeme savunmasında bulunmamış ise de; temyiz aşamasında, talep edilen dönem kira bedellerinden Temmuz, Ekim ve Kasım aylarına ait olduğunu bildirerek, 06.07.2011 ve 26.01.2012 tarihli ödeme belgelerini ibraz etmiştir. Bu durumda Mahkemece; borcu söndüren belgelerin davanın her aşamasında ileri sürülebileceği dikkate alınarak, anılan belgelerin talep edilen dönemleri kapsayıp kapsamadığı üzerinde durulmak suretiyle sonucu dairesinde değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle asıl davaya, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle birleşen davaya yönelik hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.