(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2018/1812 E. , 2020/1010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Erzurum BAM 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne ve buna göre yeniden hükmün kurulmasına ilişkin hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının davacı aleyhine, Erzurum 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/6899 Esas sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, icra takibinin dayanağı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde davacının kredi kullanan ... " un kefili olarak gösterildiğini, davacının aleyhine yürütülen takibin bu kefaletten kaynaklandığını, kefalet sözleşmesinde davacıya atfen atılan imzaya itiraz edilmediğini, ancak imza haricinde sözleşmede yer alan yazıların davacıya ait olmadığını, bu şekilde yapılan geçerli olmayan kefalet sözleşmesi uyarınca davacının borçlu sayılamaması nedeniyle aleyhine takip yapılamayacağını ileri sürerek kredi sözleşmesinde yer alan kefaletin geçersizliği ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Temlik eden İş Bankası vekili, açılan davanın kabul edildiğini, icra takibinin davacı tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştiğini, davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, bu nedenle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini savunmuştur.
Yargılama sırasında alacağın ... Yönetim A.Ş."ne temlik edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre davalı tarafından davanın kabul edildiği, kural olarak davanın kabulü halinde davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağı, ancak davanın açılmasına kendi hal ve davranışı ile sebebiyet vermeyen ve ilk duruşmaya kadar davayı kabul eden davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, somut olayda aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine ve onun dayanağı olan ihtiyati haciz kararına itiraz etmek suretiyle icra takibini durdurma imkanı olan davacının icra takibine itiraz etmeyip takibin kesinleşmesine sebebiyet vermesi sonrasında bu davayı açtığı, bu durum karşısında davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davalının kabul beyanı esas alınarak davanın kabulü ile davacının Erzurum 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6899 Esas sayılı dosyası ve bu dosyaya dayanak teşkil eden kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine, davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, yapılan yargılamaya göre, menfi tespit davasının kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığı, davacı aleyhine başlatılan icra takibinde alacak miktarının 200.118,72-TL olarak gösterilmesine karşın davacı vekilince dava değeri 20.000,00-TL olarak gösterildiği ve bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, mahkemece eksik harcın tamamlatılması yoluna gidilmeden önce davalı tarafından açılan davanın kabul edildiği, davalının 12.04.2016 tarihinde kabul beyanı sonrasında davacı vekilince 15.06.2016 tarihinde ıslah dilekçesi sunulup harç eksiğinin tamamlandığı, ancak kabul beyanı davayı sonlandıran tek taraflı bir irade beyanı niteliğinde olup bu beyan sonrasında dava sona erdiğinden ıslah yoluyla eksik harcın ikmalinin mümkün olmadığı, ortada usulünce yapılmış, geçerli bir ıslah olmadığı da gözetildiğinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hesaplanmasında davanın açılması sırasında dava değeri olarak belirtilen ve harçlandırılan 20.000,00 TL"nin esas alınması gerektiği, ayrıca davacının aleyhine yürütülen icra takibine itiraz etmemiş olmasının da menfi tespit davasının açılmasına sebebiyet verdiği yönünde değerlendirilemeyeceği, bu durum karşısında somut olayda uygulama olanağı bulunmayan HMK"nun 312/2 maddesi uyarınca ve yazılı gerekçeyle davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasının doğru görülmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile; Iğdır 1. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi"nce verilen 2017/356 Esas ve 2017/318 karar sayılı kararın HMK 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırılan hükmün yerine geçmek üzere, davalının kabul beyanı esas alınarak davanın kabulü ile davacı tarafın davalı tarafa Erzurum 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/6899 Esas sayılı icra dosyasından ve bu dosyaya dayanak teşkil eden kredi sözleşmesinden kaynaklı borcunun olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 200.118,72 TL için yapılan ilamsız icra takibine karşı davacı borçlu tarafından açılmış menfi tespit davasıdır.
Dava açılırken dava değerinin 20.000,00 TL olarak gösterilmesi dava değerinin 200.118,72 TL olduğu gerçeğini değiştirmez. Nitekim davacı daha sonra dava peşin harcını 200.118,72 TL üzerinden dosyaya yatırmıştır.
Davalının cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiş olması nedeni ile dava kabul edilmiştir. Davacının kredi sözleşmesinde imzası bulunmakta olup kefalet sorumluluğunun doğmamasının sebebi diğer şekil şartlarının bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla davalı bankanın takibi kötü niyetle yaptığının kabulü mümkün değildir.
Bu itibarla;
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle istinaf mahkemesi kararının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yönlerinin muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı vekilince dava harcı 200.118,72 TL üzerinden tamamlanmış, davalının da davayı dilekçelerin teatisi aşamasında kabul etmiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmasına göre 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 22. maddesi gereğince davalıdan 4.556,70 TL harç alınması gerekirken yazılı şekilde eksik harç alınması doğru olmadığı gibi yine AAÜT"nin 6. maddesi gereğince davacı yararına 8.978,57 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.