(Kapatılan)3. Ceza Dairesi 2020/14253 E. , 2020/19618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca, tebliğ yapılacak kişinin adreste bulunmaması halinde, adreste bulunmama sebeplerinin komşu, yönetici, kapıcı vb. kişilere sorularak araştırılması, tespitlerin bu kişilerin beyanları ve imzaları alınarak tebliğ mazbatasına şerh edilmesi ya da imzadan imtina etmeleri halinde bu durumun tebliğ mazbatasına yazılması gerektiği, dosya içerisindeki gerekçeli kararın sanığa tebliğine ilişkin 03.03.2016 tarihli tebligat parçasında ise, sanığın adreste bulunmama sebeplerinin tebligat parçasına yazılmadığı, ayrıca komşunun imzasının veya imzadan imtina etmişse bu hususun tebliğ mazbatasına şerh edilmediği ve yapılan tebligatın bu sebeple usulsüz olduğu, hükümden sonra sanık müdafiinin 29.06.2016 havale tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın yargılama konusu eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” ve aynı kanunun 106/1-2. maddesinde yer alan “tehdit” suçlarına ilişkin olduğu, bahse konu eylemler yönünden öngörülen ceza miktarının TCK’nin 86/2. Maddesindeki kasten yaralama suçu için "dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına" TCK’nin 106/1-2. maddesineki tehdit suçu için “altı aya kadar hapis veya adli para cezasına” ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Sanığın tekerrüre esas alınan ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.05.2009 tarih ve 2008/431 Esas - 2009/249 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 85/1. maddesinden verilen “2 yıl 2 ay 20 gün” hapis cezasına mahkumiyetinin taksirli suça ilişkin olup, 5237 sayılı TCK"nin 58/4. maddesi uyarınca kasıtlı suçlarla taksirli suçlar arasında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
3) Sanık hakkında sair tehdit suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesi olarak TCK’nin 106/1-2. maddesi yerine 106/2-1. maddesi olarak gösterilmesi;
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.12.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.