17. Hukuk Dairesi 2016/5048 E. , 2016/5355 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenme koşullarından birinin, mahkemece de tespit edildiği gibi iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda takip konusu alacak 24.10.2006,24.11.2006 ve 24.12.2006 keşide tarihli çeklere dayalı ise de davacı vekili dava dilekçesinde takip konusu çeklerin borçlu tarafından ticari ilişki nedeniyle verildiğini, 26.7.2011 tarihli dilekçesinde de takip konusu çeklerin ileri tarihli olarak keşide tarihinden önce düzenlenerek verildiğini beyan ettiği, takip konusu 24.12.2006 keşide tarihli çekin arkasına yazılan meşruatdan.....İcra Mahkemesinin 27.3.2006 tarih 2006/1941 sayılı kararı ile ödeme yasağı bulunduğundan işlem yapılmadığı, 24.11.2006 keşide tarihli çek arkasındaki meşruattan .......icra müdürlüğünün 2006/1341 sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle işlem yapılmadığı, 24.10.2006 keşide tarihli çek arkasındaki meşruhattan da......İcra Müdürlüğünün 2006/800 sayılı dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle hesap üzerinde haciz bulunduğundan işlem yapılmadığının anlaşıldığı, her nedar çekte vade olmaz ise de ticari hayatta çeklerin de bono gibi vadeli (ileri tarihli) kullanıldığının bilinen bir gerçek olduğu, bu durumda davacı ile davalı
borçlu arasındaki takip konusu çeklerin verilmesini gerektirir ticari ilişki ve borcun doğum tarihinin tespiti amacıyla taraf vekillerine bu yöndeki delillerini bildirmesi için süre verilmesi, takip konusu çeklerin arkasındaki meşruatlara ilişkin mahkeme kararı ile takip dosyalarının istenmesi ve gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetli olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda takip konusu alacağın iptali istenen tasarruftan önce doğduğu,davalıların kardeş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davalılar arasındaki dava konusu hisse satışına ilişkin 4.3.2006 tarihli tasarrufun davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline davacının dava konusu edilmeyen diğer talepleri hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı ... vekilinin 19.2.2016 tarihli temyiz isteminden feragat dilekçesi doğrultusunda Mahkemece 25.2.2016 tarihli ek kararla davalı ... vekilinin temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine, dava dışı şirketin takip konusu borcun borçlusu olmaması nedeniyle İhbar edilen şirkete yaptığı tasarrufun iptalinin istenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ticaret Sicil kayıtlarından...."nin (yeni ünvanı......) 15.5.2007 ve 3.8.2007 tarihli genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinde davalı ... ....."nin 504.000,00 TL sermaye ile ortak görünmesine rağmen 2009-2010-2011-2012 ve 2013 yılı hazirun cetvellerinde davalı ......"nin ortak görülmediği, ortak olarak ....., ...., ...., ...., ... ve borçlu davalı ..."in ortak olduğu görüldüğünden 4.3.2006 tarihinden sonra davalı ......."nin anılan şirketteki hisselerini kime devrettiğinin anılan şirket kayıtları ve ticaret sicil kayıtlarından araştırılarak davacıya hisseleri devralan
4.kişiyi davaya dahil edip etmeme veya davasını İİK"nun 283/2 madde gereğince davasının bedele dönüştürüp dünüştürmediği sorularak davacının seçim hakkının sonucuna göre (davalı ...... eğer anılan hisseleri borçluya devretmiş ise davanın konusuz kalıp kalmadığı da değerlendirilerek) karar verilmesi gerekirken infaz kabiliyeti bulunmayacak şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.