1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2393 Karar No: 2013/8343 Karar Tarihi: 23.05.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/2393 Esas 2013/8343 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı R.A.'nın taşkın duvar yapmak suretiyle fiilen müdahale ettiği ve duvarın imar mevzuatına ve komşuluk hukukuna aykırı olduğu gerekçesiyle açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım davası üzerine Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi kısmen karar vermiştir. Ancak, mahkeme, davanın açıldığı tarihte mahkemece keşfen belirlenen elatılan taşınmaz ve duvar bedeli toplamından oluşan dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğunu belirtmediği için davalının temyizi üzerine karar bozulmuştur. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 4721 sayılı hükümlerinin göz önünde bulundurulması gerektiği bilgisi verilmiştir. Ayrıca, hükmün 1086 sayılı HUMK'nın 428. Maddesi gereğince bozulması kararı alınmıştır.
1. Hukuk Dairesi 2013/2393 E. , 2013/8343 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2011 NUMARASI : 2011/263-2011/2205
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı R.A.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, tetkik hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kat mülkiyeti kanunu hükümlerine dayalı olarak açıldığı, kat malikinin ortak yere elatmanın önlenmesini talep etmekte hukuki yararı bulunduğu ve Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesi içeriğinden, davacının kat mülkiyeti kurulu 217 parsel sayılı taşınmazda bir kısım bağımsız bölümlerin kayden maliki olduğu, diğer bağımsız bölümlerin ise dava dışı kişiler adına kayıtlı bulunduğu, davalıların komşu 305 parsel sayılı taşınmazdan taşkın duvar yapmak suretiyle fiilen müdahale ettikleri, duvarın imar mevzuatına ve komşuluk hukukuna aykırı olduğunu ileri sürerek, eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda açıklanan haliyle davacı isteğinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun hükümlerinden kaynaklandığı, davanın açıldığı tarih gözetildiğinde ve mahkemece keşfen belirlenen elatılan taşınmaz ve duvar bedeli toplamından oluşan dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde bulunduğu açıktır. Hal böyle olunca; mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esası hakkında yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalı Recai’nin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.