22. Hukuk Dairesi 2016/21528 E. , 2016/19779 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ücret alacağı ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuş ve davaya bakmakla Nazilli İş Mahkemesinin yetkili olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davalının ikametgah adresi ve davacının fiilen çalıştığı işyeri Nazilli"de bulunduğundan Nazilli Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiş ve 16.02.2016 tarihli ek kararla davalının temyiz isteminin sekiz günlük temyiz süresi içerisinde yapılmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici 1. maddesi uyarınca, yürürlüğü devam eden, mülga 5308 sayılı Kanun"la değişikliğe uğramadan önceki 8. maddesi hükmü uyarınca, iş mahkemesinden verilen kararlar, yüze karşı verilmişse tefhimi, yoklukta verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gün içinde temyiz olunabilir.
Mahkemece, gerek kısa kararda, gerekse gerekçeli kararda, hükmün temyiz süresi onbeş gün olarak açıklanmıştır. Gerekçeli karar, davalı vekiline, 16.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekili ise, 25.12.2015 tarihinde temyiz harç ve giderlerini yatırarak kararı temyiz etmiştir
Anayasa"nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin "ç." bendi uyarınca, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Yargı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan engelleyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır.
Her ne kadar kanun yolu ve süresi, ilgili kanun maddelerinde açıkça belirtilmiş ise de, yargı organlarının yanlış yönlendirmesi sonucunda ilgililerin hak kaybına uğramayacağının kabul edilmesi gereklidir.
Somut olayda, davalı vekilince kararın, kanuni sekiz günlük süre geçtikten sonra ve fakat gerekçeli kararda bildirilen onbeş günlük süre içerisinde temyiz edildiği açıktır. Kararda, temyiz süresinin yanlış gösterilmesi karşısında, hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından davalı vekilinin kararı süresinde temyiz ettiğinin kabul edilmesi bir zorunluluktur. Anılan sebeple, kararın davalı vekilince süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldığından, mahkemenin 19.02.2016 tarihli, temyiz talebinin süre nedeni ile reddine ilişkin ek kararı hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden mahkemenin, davalı vekilinin temyiz talebinin reddine dair 19.02.2016 tarihli ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 19.09.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.