Esas No: 2021/2233
Karar No: 2022/3731
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/2233 Esas 2022/3731 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/2233 E. , 2022/3731 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Dairemiz'in 20/11/2019 tarih, 2017/5286 esas, 2019/10897 karar sayılı ilamında;''....6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde hükümde hangi hususların yer alacağı belirtilmiştir. HMK'nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu hükmü getirilmiştir. Bunun amacı, hükmün infaz edilecek kısmı sonuç kısmı olacağından sonuç kısmının infaz ve uygulamaya elverişli olarak yazılmasını sağlamaktır.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Nitekim, Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu'nun 19/06/1991 gün 323/391 sayılı;10.9.1991 gün 281-415 sayılı; 25/09/1991 gün 355-440 sayılı; 05/12/2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23/01/2008 gün ve 2008/14-29/4; 21/10/2009 gün ve 2009/9-397/453; 21/11/2012 gün ve 2012/9-839/ 2012/833 sayılı ilamları). (HGK 12/06/2013 tarih 2012/1681 E. 2013/831 K)
Somut olayda, mahkemece oluşturulan hükümde sadece Davacıların davasının Kısmen kabul kısmen reddine, denilmekle yetinilmiş, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmemiş, açıklanan hüküm sonucunda davacıların hangi taleplerinin kabul edildiği, hangilerinin reddedildiği, yasanın emredici hükmüne rağmen açıkça belirtilmemiştir. O itibarla mahkemece, HMK'nun yukarıda belirtilen ilgili maddeleri gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...''gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı ... lehine 12.082,35 TL maddi tazminatın davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline, Davacı ... lehine 14.405,92 TL maddi tazminatın davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline, Davacı ... ve Rakkaş'ın her biri lehine 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı ... den, davacılar ..., , ..., ..., ... ve ... her biri lehine 4.000,00'er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... den tahsiline Davacıların fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, Davacı tarafın cenaze ve defen masrafına ilişkin taleplerinden 27.12.2016 tarihli celsede vazgeçtiklerinden hüküm tesisine yer olmadığına, karar verilmiş , hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.