Esas No: 2021/8892
Karar No: 2022/3789
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8892 Esas 2022/3789 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8892 E. , 2022/3789 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen başvurunun ksımen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen 23/10/2019 tarih 2020/İHK-8001 karar sayılı itirazın reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili sigorta tahkim komisyonu başvurusunda; 21/06/2018 tarihinde davacının idaresindeki araç ile davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı kazada davacının yaralanarak malul kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 TL maluliyetten kaynaklı tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kusur ve maluliyete itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık hakem heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile 45.882,47 TL'nin 01/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiş; karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince; davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Karaman Devlet Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 16/11/2018 tarihli raporda, davacının maluliyeti % 28, kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 20 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik
hükümleri ile ekindeki cetveller kullanılmadığı gibi, belirlemede hangi yönetmelik ile eki cetvellerin kullanıldığı da rapora yazılmamış olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlenmiş bir rapor olmadığı açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranı ile kaza ile illiyetinin, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp ana bilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadar işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; hesap tarihinden sonra da işleyecek dönem hesabı yapılması gereklidir. Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda kaza tarihinden hesap tarihi olan 30/05/2019 tarihine kadar bilinen dönem hesabı yapılması gerekirken hatalı olarak 31/12/2019 tarihi esas alınmıştır. Yine alınan rapora davalı tarafça işleyecek dönem başlangıcında henüz doldurmadığı yaşın esas alınması gerekirken mükerrer hesaplama yapıldığı gerekçesiyle itiraz edilmiş, rapor anılan hususta denetime elverişli olmayıp itiraz hakem heyetince eksik inceleme ile davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar tazminat hesabında bakiye ömürlerin tespitinde Daire'miz içtihatları uyarınca TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerekir ise de temyiz edenin aleyhine bozma (... Genel Şartları ekindeki cetvellere göre -devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle- tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK'nin 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği de dikkate alındığında) yapılamayacak olmasına göre; %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabının yapılması bozma nedeni yapılmamış olmakla birlikte, hesaplamada bilinen döneme ilişkin cetvel mevcut ise de bilinmeyen döneme yönelik hesaplamaya ilişkin ayrıntılı cetvele raporda yer verilmediği görülmektedir ki, rapor bu yönüyle denetime elverişli değildir. Bu durumda itiraz hakem heyetince; davacının bilinen dönem hesabı rapor tarihine kadar hesaplanması ve bilinmeyen döneme ilişkin ayrıntılı tablo ve cetvellerin yer aldığı özellikle davalı vekilinin itiraz nedenlerini de açıklayan aktüer bilirkişiden denetime elverişli, açık, anlaşılır ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile itiraz hakem heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.