Mahkemesi : Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın idaresindeki otomobil ile tali yoldan ana yola çıktığı esnada, kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması sonucu, katılanın yönetimindeki motosiklete çarparak kazaya sebebiyet verdiği, olay sonrası sanığın yapılan ölçümde 0.75 promil alkollü olduğunun tespit edildiği olayda; gerçekleşen netice öngörülebilir ise de, fail tarafından öngörülmüş olmasına karşın, failin şansına veya başka etkenlere güvenerek hareketini sürdürdüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belirleme bulunmadığı, mevcut alkol miktarının da güvenli sürüş yeteneğini kaybettirdiğine dair yeterli delil bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma içeren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
Suçun niteliği itibariyle uygulama yeri olmadığı halde, hüküm fıkrasında ""Mağdurun uğradığı zararın pişmanlık göstererek karşılanmadığı anlaşıldığından sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın 168. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına"" dair ibareye yer verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından 5. paragrafın çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.