Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8906
Karar No: 2022/3791
Karar Tarihi: 02.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8906 Esas 2022/3791 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/8906 E.  ,  2022/3791 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonucunda Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince verilen 05/09/2020 tarih ve 2020/İHK-15659 karar sayılı itirazın reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili sigorta tahkim komisyonu başvurusunda, 25/03/2019 tarihinde davacı yayaya davalı sigorta şirketine trafik sigortalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığını beyanla belirsiz alacak olarak 5100 TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile 72.897,61 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 11/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince; davalı vekili itirazının reddine karar verilmiş; itiraz hakem heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Davaya konu kazanın gerçekleştiği tarih (25/03/2019) itibariyle 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olup davacının maluliyetinin bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir. Bu yönetmeliğin 2 nolu ek cetveli olan özür oranları cetvelinin "alt ekstremiteye ait sorunlarda özürlülük oranları" başlıklı 3.maddesinde " ... özürlülük hastanın mevcut durumuna göre belirlenmeli, kişi özrünün zaman içerisinde değişebilme ihtimali varsa rapor süreli olarak verilmelidir. Devamlı özürlülük raporu verilmeden önce, hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmelidir. Alt ekstremitenin sürekli bozukluklarının değerlendirilmesinde anatomik, tanısal ve fonksiyonel yöntemler kullanılır" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kurulu tarafından (kazadan yaklaşık 6 ay sonra) düzenlenen 23/09/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 32 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ekindeki cetveller kullanılarak belirleme yapılması yerinde olmakla birlikte, davacının kazadaki diz nedeniyle oluşan alt ekstremite özür durumu için yönetmelikteki 1 yıllık süre gözetilmemiş ve bu hususta bir değerlendirme de yapılmamıştır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının yeniden muayenesi de yapılarak kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, rapor düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen aktüer raporunda, davacının TRH 2010 tablosuna göre bakiye ömrü belirlenmeden hesaplama yapılmış olup işleyecek aktif dönem ile işleyecek pasif dönem başlangıç ve bitiş tarihlerinin de açık bir şekilde yazılmadığı anlaşılmış olup, bu yönüyle raporun denetime elverişli olmadığı görülmüştür. Yine hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadar işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; hesap tarihinden sonra da işleyecek dönem hesabı yapılması gereklidir. Davalı vekilince; hükme esas alınan aktüreyal bilirkişi raporunda kaza tarihinden hesap tarihi olan 07/01/2020 tarihine kadar bilinen dönem hesabı yapıldığı, işleyecek dönemin 01/01/2020 tarihi esas alındığından mükerrer hesaplama yapıldığından bahisle itiraz edilmiş; itiraz hakem heyetince hesap tekniğinin uygun bulunduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
    Her ne kadar tazminat hesabında bakiye ömürlerin tespitinde Daire'miz içtihatları uyarınca TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerekir ise de temyiz edenin aleyhine bozma (... Genel Şartları ekindeki cetvellere göre -devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle- tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK'nin 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği de dikkate alındığında) yapılamayacak olmasına göre; %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabının yapılması bozma nedeni yapılmamış olmakla birlikte, hesaplamada bilinen döneme ilişkin cetvel mevcut ise de bilinmeyen döneme yönelik hesaplamaya ilişkin ayrıntılı cetvele raporda yer verilmediği görülmektedir ki rapor bu yönüyle denetime elverişli değildir. Bu durumda itiraz hakem heyetince; ... Genel Şartları gereği TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre davacının muhtemel bakiye ömür süresi belirlenip aktif ve pasif dönem başlangıç bitiş tarihleri ve süreleri gösterilmek suretiyle denetime olanak sağlanması ve irat katsayılarının belirlenmesinde "devre başı ödemeli belirli süreli rant" formülü kullanılarak hesaplamanın yapılması, davacının bilinen dönem hesabı rapor tarihine kadar hesaplanması ve bilinmeyen döneme ilişkin ayrıntılı tablo ve cetvellerin yer aldığı özellikle davalı vekilinin itiraz nedenlerini de açıklayan aktüer bilirkişiden denetime elverişli, açık, anlaşılır ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davalı vekilinin anılan yöne ilişkin itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-Hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi (somut olaydaki gibi) bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temlike konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur.
    Dosya kapsamında sunulan 17/04/2019 tarihli temlikname başlıklı belgede ... Sigorta A.Ş. nezdinde 25.03.2019 tarihli olayla ilgili açılan hasar dosyasında taahhuk eden alacağın % 20'sini dava dışı ... Merkez Hasar Yön. Dan. A.Ş.'ye devir ve temlik ettiği, temlik alanın talebi halinde temlik edilenin temlik alanın hesabına yatırılacağı hususu davacı asıl tarafından imzasıyla tevsik edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince; temliknamede "temlik alanın talebi halinde" ibaresinin bulunduğu ve davalı sigorta şirketince temlik alanın talebi olduğu hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle anılan yöne ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir. Şu halde, alacağın temliki ile mevcut alacağın (kısmi temlikte temlik edilen miktarın) alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçeceği kuşkusuz olup itiraz hakem heyetince temlik alanın zamanaşımı süresince davalı taraftan alacağı talep etmesine engel olmadığı, % 20 oran yönünden davacının aktif dava ehliyeti kalmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile anılan yöne ilişkin itirazların reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    5-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) , (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi