13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/28265 Karar No: 2019/4357 Karar Tarihi: 01.04.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/28265 Esas 2019/4357 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu, davalı tarafından icra takibi yapılan ve haczi gerçekleştirilen senedin, 14.000 TL bedelli teminat senedi olduğu, geriye sadece 2.650 TL borcu kaldığı ve belirtilen miktar dışında borcu olmadığının tespit edilmesidir. Mahkeme, davacının lehine hüküm vermiş; ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yürürlükteki yasaların incelenmesine göre, bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Taraflar arasında hangisinin satıcı-sağlayıcı-tüketici olduğu dosya kapsamından anlaşılamadığı için, dava konusu senedin taraflar arasındaki hangi ilişkiye dayandığı hususu araştırılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, kararın bozulmasına ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un amacı, kapsamı ve tanımladığı tarafların hukuki nitelikleri ile ilgili maddelerinin açıklanması gerektiği belirtilmiştir.
13. Hukuk Dairesi 2016/28265 E. , 2019/4357 K.
"İçtihat Metni"
...... Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından haksız olarak aleyhine ......sayılı icra dosyasında icra takibi yapıldığını evinde bulunan eşyalarına haciz konulduğunu ve yediemine teslim edildiğini, takibe konulan 14.000,00 TL bedelli senedin teminat senedi olduğunu, davalıdan satın alınan mal nedeni ile kısmen ödeme yaptığını ve geriye sadece 2.650,00 TL borcu kaldığını belirterek anılan senetten dolayı belirtilen miktar dışında borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Somut olay değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında 15.08.2012 tarihli senet düzenlenmiş olup, taraflardan hangisinin satıcı-sağlayıcı-tüketici olduğu dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Hal böyle olunca, dava konusu senedin taraflar arasındaki hangi ilişkiye dayanarak verildiği hususunda araştırma yapılarak görev hususu belirlenmeden, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.