14. Hukuk Dairesi 2014/1254 E. , 2014/4454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2012/356-2013/308
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.03.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalı Hazine yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı Konak Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne dair verilen 30.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı Belediye Başkanlığı vekili, imar affına konu bina yıkılmış olduğundan imar affının bozulduğunu, arsa bedelinin ödendiğine dair makbuzların ibraz edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Konak Belediyesi adına tescil edildiğini belirterek husumet yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Hazine aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, Konak Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kabulü ile 40974 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Konak Belediye Başkanlığı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının dayandığı tapu tahsis belgesi ile.. ada .. parsel imar uygulaması ile ... ada .. parsel sayılı taşınmazda 126,94 m2 yüzölçümünde yer tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Davalı Belediye Başkanlığı tarafından arsa bedelinin ödenmediği iddia edilmiş, dosyaya ibraz edilen makbuzların ise imar kanunu para cezası ve vergisine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacının arsa bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin tüm delilleri toplanarak ve ödendiği ispatlanamadığı takdirde Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilerek tescil kararı verilmelidir.
Ayrıca, tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak belediye başkanlığından uygulanan düzenleme ortaklık payı sorularak tahsis miktarından saptanacak düzenleme ortaklık payı oranında yapılacak indirimden sonra kalan miktar üzerinden davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Konak Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.