9. Hukuk Dairesi 2017/22984 E. , 2020/19541 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 8 yıldır LPG dolum tesisi sorumlu müdürü olarak çalıştığı, son olarak 30/12/2011-30/12/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere belirli süreli sözleşme imzalandığı, mevzuat gereği her yıl Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Makine Mühendisleri Odası tarafından sorumlu müdürlük belgesi tanzim edilmesi gerektiği, 07/02/2015 tarihinde sorumlu müdürlük belgesi dolacağından odaya süresinde başvurduğu halde davalının olur vermemesi sebebiyle belge düzenlenmediği, iş akdinin işverence haksız feshedildiği, sözleşme gereğince bakiye 23 aylık ücretin ve son ay ücretinin ödenmediği iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, son ay ücreti ile bakiye 23 aylık ücret alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İstinaf:
Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu yönünden esastan yapılan incelemede iş akdi belirsiz süreli olduğundan bakiye süre ücreti alacağı talebinin reddine dair verilen kararın isabetli olduğu, ancak iş akdi işverence haksız feshedildiğinden davacıya ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe :
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında önce sözleşmenin belirli süreli olup olmadığı ve belirli süreli iş sözleşmesi mevcut ise bunun süresinden önce feshine dayalı olarak işverence ödenmesi gereken kalan süreye ait ücretler konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir sebep olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı sebebe dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
İş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Kanunda belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir.
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilere göre daha az koruma altına olduğu düşünüldüğünde, iş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasının asıl, belirli süreli olmasının istisna olarak düzenlenmesinin işçinin korunması amacına matuf olduğundan davalı işverence objektif neden yokluğunun ve dolayısıyla sözleşmenin belirsiz süreli olduğunun ileri sürülmesi halinde işçinin korunması amacını taşıyan düzenlemenin aksine sonuç doğuracak şekilde uygulanması kanunun amacına aykırı olacağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Somut olayda, taraflar arasında Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Otogaz İstasyonu Sorumlu Müdür Tip Sözleşmesi başlıklı sözleşme 30/12/2011-30/12/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanmış olup bu sözleşmenin belirli süreli olduğu kararlaştırılmıştır. Davalı işveren önce belirli süreli sözleşme yapıp daha sonra bu sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri süremez. Bu nedenle işçiyi korumaya yönelik bakiye süre ücreti düzenlemesinin işveren lehine değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin mahkemece objektif neden bulunmadığı ve iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğundan bahisle dava konusu bakiye süre ücreti talebinin reddi isabetli olmamıştır. Davalı tarafından temyiz konusu edilmeyen iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile de davacının iş sözleşmesinin 07/02/2015 tarihinde feshedildiği anlaşılmakla, Borçlar Kanunun 438/2.maddesi de gözetilerek davacının bakiye süre ücret alacağı belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi