Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.1999 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 01.06.2000 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 25.08.1976 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile asliye hukuk mahkemesinde açılmıştır. Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, bir kısmı ise cevap vermemişlerdir. Yapılan yargılama sonucunda satış vaadi sözleşmedeki değerin 36.000,00 TL olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Davada, 25.08.1976 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten, bu sözleşmede satışı vaat edilen dava konusu taşınmazların 36.000,00 TL değerinde olduğu yazılıdır. Dava 26.05.1999 tarihinde açılmış ve mahkemeden hukuki himaye bu tarihte talep edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesinin 1. fıkrası gereğince; "müdahalenin men’i, tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri nazara alınırak harç alınır." Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen 1086 sayılı HUMK’nın 1. maddesi gereğince de "görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas alınması gerekir." Diğer yandan, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı davalar münhasıran sulh mahkemelerinin görevini tayin eden 8. madde kapsamında da değildir. Bütün bunlar dışında gerek harç gerekse görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır. Mahkemece görev hususu belirlenirken sözleşmede yazılı değere bakmamak, eldeki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu düşünülerek dava konusu taşınmazların davanın açıldığı gündeki değerlerinin keşfen belirlenip görevli mahkemenin tayin edilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2006 günlü ve 2006/14-91-115 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda; mahkemece dava konusu edilen altı parça taşınmazın dava tarihi itibari ile değerlerinin keşfen belirlenerek görevli mahkemenin tayin edilmesi gerekir. Mahkemece görev hususu belirlenirken taşınmazların satış vaadi sözleşmesindeki değerinin esas alınarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.