Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/10775 Esas 2016/10899 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10775
Karar No: 2016/10899
Karar Tarihi: 30.06.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/10775 Esas 2016/10899 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/10775 E.  ,  2016/10899 K.
"İçtihat Metni"


Mahkemesi :İş Mahkemesi


Dava, hak sahibi konumundaki davalıya yapılan yersiz giderlerin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, tarafların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte davalıdan geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67. maddesinin 2. fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, yersiz ödenen aylıklar toplamı olan asıl alacağın, icra takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davalının, Kurum yararına hüküm altına alınan asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

S O N U Ç : Hükmün gerekçesinde yer alan “konu yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı isteği reddedilmiş,” sözcüklerinin ve hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine,” sözcüklerinin silinerek gerekçeden ve hükümden çıkarılmasına, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin sonuna, “hüküm altına alınan asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranına göre hesaplanan 7.640,94 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına 30.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.