18. Ceza Dairesi 2016/641 E. , 2016/9358 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/06/2015 tarihli ve 2015/1363 soruşturma. 2015/4060 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii... Sulh Ceza Hakimliğinin 27/07/2015 tarihli ve 2015/1617 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/02/2016 gün ve 15281 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5271 sayılı Kanun"un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun"un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun"un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun"un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun"un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda sanığın değişik zamanlarda müştekiyi arayarak rahatsız ettiğinden bahisle müştekinin şikayeti üzerine, şüphelinin rahatsız etme kastı ile hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin kullandığı cep telefonuna ait HTS raporu ve müştekinin iddiası karşısında, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Bu durum delil değerlendirmesini gerektirir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet Savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli olduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Bu nedenle savcının delilleri değerlendirme yetkisi vardır. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmasını, delil takdirinin ise mahkemeye bırakılmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda; müşteki vekilinin, şüpheli ... hakkında daha önce hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu ancak takipsizlik kararı verildiğini, buna rağmen şüphelinin 05** *** **** numaralı hattan müvekkilini arayıp rahatsız ettiğini belirterek şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, müşteki ile şüphelinin evlenmek amaçlı birbirleriyle görüşmeler yapmış olduklarını, ancak şüphelinin kabul etmemesi nedeniyle evliliğin gerçekleşmediğini, HTS kayıtlarında görülen görüşmelerin evliliğe yönelik birbirlerini tanıma amaçlı olduğu ve rahatsız etme kastıyla aradığına dair her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki vekilinin itirazı üzerine de mercii... Sulh Ceza Hakimliği"nin itirazın reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyasının incelenmesinde, müşteki ile şüpheli arasında evliliğe yönelik görüşmelerin yapılıp olumsuz sonuçlandığı, sonrasında müşteki ile şüpheli arasında suç duyuruları nedeniyle anlaşmazlıklar çıktığı, HTS kayıtlarından da şüphelinin müştekiyi 24.01.2015 ila 05.02.2015 tarihleri arasında 6 kez aradığının ve konuşma sürelerinin uzunluğu gözönünde bulundurulduğunda müştekiyi sırf rahatsız etme özel kastıyla davranılmadığı ve bu nedenle yükletilen suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.