Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/17140
Karar No: 2013/8250

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/17140 Esas 2013/8250 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı kızın, babasının ölümünden sonra yapılan tapu devrinin muvazaalı olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu bir dava sonucunda karar verilmiştir. Mahkeme, miras bırakanın gerçek iradesinin muvazaalı işlem yapmak olmadığı sonucuna vararak, davayı reddetmiştir. Kararda, miras bırakanın uzun süre hastalık nedeniyle bakımını davalı gelininin üstlendiği ve bunun dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Kararda aynı zamanda, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden kanun maddeleri olan Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 706, Tapu Kanunu (2644) madde 26 ve Borçlar Kanunu (818) madde 213 açıkça belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2012/17140 E.  ,  2013/8250 K.
  • MURİS MUVAZAASI SEBEBİYLE TAPU İPTALİ VE TESCİL
  • MURİSİN, HASTA BAKIMINI SÜREKLİ OLARAK GELİNİNİN ÜSTLENMESİNİ GÖZETEREK TEMLİKTE BULUNMASI
  • SEMENİN PARA HİZMET VEYA EMEK OLABİLMESİ
  • TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 706
  • TAPU KANUNU (2644) Madde 26
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 213

"İçtihat Metni"

Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece,  davanın  kısmen kabulüne karar  verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, miras bırakan 1938 doğumlu M. Y..in 2.10.2010 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak, davacı kızı N., dava dışı oğlu N. ile kendisinden evvel 11.5.2007 tarihinde ölen oğlu N..tan olma torunlar olan davalılar 1999 D.lu A.n ve 2004 D.lu İ..in kaldığı; miras bırakanın, kabul kapsamına alınan  çekişme konusu 4050  parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını 1/6"şar pay oranında  davalılar A..ve İ..e 19.4.2010 tarihinde; 3192, 3194, 3195 parsel sayılı taşınmazlarını ise 14.9.2010" tarihinde davalı A..a satış yoluyla temlik ettiği, anılan taşınmazların, daha sonra A.. ve İ.."e velayeten anneleri B..tarafından  13.10. 2010 tarihinde diğer davalı A.ye satış yoluyla temlik edildiği, A.nin irem ve A."ın anneannesi olduğu, davada, küçük davalılar İrem ve Akın"ı velayeten anneleri B."in temsil ettiği  anlaşılmaktadır.
Davacı, miras bırakan tarafından davalı torunlarına yapılan  temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, diğer davalı A.nin de iyiniyetli olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; murisin, uzun süre hasta olduğu, bakımının sürekli davalı torunları A..ve İ."in annesi olan gelini B.. tarafından sağlandığı,   tüm dosya kapsamı, tanık anlatımları, murisin geride kalan mal varlığı çocukları ile aralarında bir husumet bulunmadığı hususları değerlendirildiğinde,  murisin, sürekli kendisinin  bakım ve gözetimi ile davalı gelininin ilgilendiğini gözeterek temlikte bulunduğu kabul edilmelidir.
Hemen belirtilmelidir ki; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir. (HGK."nun 29.4.2009 gün 2009/1-130 S.K.) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır.
Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, kabul kapsamına alınan çekişmeli taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle  yazılı şekilde karar  verilmesi doğru değildir.
 Davalıların bu yöne ilişkin  temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  22.05.2013  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi