7. Hukuk Dairesi 2021/1114 E. , 2021/2829 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/09/2014 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 18/12/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09/11/2021 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ..., karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 7516 ada 5 parsel sayılı arsa niteliğindeki gayrimenkulün hissedarı olduğunu, 2003 yılında yapılan şuyulandırma ile müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz...’ın maliki olduğu parselle birleştirilerek hissedar yapıldığını, diğer paydaş olan... 06.12.2011 tarihinde müvekkiline haber vermeden kendi payını ...’a sattığını,... da 08.05.2014 tarihinde trampa yoluyla payını ...’ya devrettiğini ve hemen arkasından ... vekil olarak hissesini devrettiği ... adına ortaklığın giderilmesi davası açtığını yapılan trampanın müvekkilinin önalım hakkının önlenmesi amacıyla yapıldığını bu nedenle muvazaalı olduğunu belirterek, davanın kabulüne, muvazaalı trampa sözleşmesinin tespitine ve buna dayalı tapunun iptaline, önalım hakkı kullanılarak müvekkili adına tesciline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili , payın satın alınması için davacıya gidildiğini ancak çok az bir para teklif ettiğini, bu nedenle müvekkili ile takas yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, 08.05.2014 tarihli trampa işleminin önalım hakkının kullanımını engellemek amacıyla muvazaalı yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince adı geçen davalı vekilinin istinaf başvurusunun, davacının trampa işleminin muvazaalı olduğuna yönelik iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 732. maddesi uyarınca, önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını verir. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Paydaşın paydaşa satış yapması halinde ise önalım hakkı kullanılamaz. Ayrıca satış dışındaki işlemlerde de önalım hakkı doğmaz. Ne var ki, satış dışındaki pay edinimlerinde muvazaa iddiası ileri sürülebilir. İşlemin tarafı olmayan paydaşlar bu iddiayı her türlü delille kanıtlayabilirler.
Davacı, davalının taşınmazı gerçekte satın almasına rağmen önalım hakkının kullanımını önlemek amacıyla muvazaalı olarak temlik işlemini trampa olarak gösterdiğini ileri sürmüştür.
Öncelikle davalı 9264 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 7742/29333 payını akitte 50.000,00 TL bedel ile dava dışı satıcı ..."a ait dava konusu 7516 ada 5 parsel 27/76 payını akitte 111.760,00 TL bedel göstererek trampa etmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda trampaya konu 9264 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 7742/29333 payının değerinin işlem tarihinde 135.485,00TL; dava konusu 7516 ada 5 parsel 27/76 payın değerinin ise 404.920,07 TL edeceği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere trampaya konu taşınmazlar hem mevkii, hem miktar, hem de değer itibariyle denk değildir. Taşınmaz satılıp parası alınabilecekken, bu çeşit bir trampa yoluna gidilmesi hayatın olağan akışına uygun düşmez. Gerçekte satış olan işlemin sırf diğer paydaşların önalım haklarını kullanmalarının engellenilmesi için trampa olarak gösterilmesi halinde kanunun dolanılması söz konusu olur ki, bu hususu kanun korumaz. Öyle ise, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalının taşınmazda trampa yolu ile pay edinimi muvazaalı olup, gerçekte satış işlemi ile pay edindiği ve davacı yan yönünden önalım hakkının var olduğu kabul edilmelidir.
Bölge adliye mahkemesince, değinilen hususlar göz ardı edilerek, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 3.050,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 09.11.2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşünde olduğumdan, hükmün bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.