18. Ceza Dairesi 2016/671 E. , 2016/9348 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli ve 2015/294 esas, 2015/809 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2016 tarih ve 32965 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “1- Sanık ..."ın katılan ..."a 20/11/2012 tarihinde gönderdiği bir mail ile kızı olan diğer katılan...dın yurttan izin alarak dışarıda kaldığı, içkili ve kötü mekanlarda geç saatlere kadar müzik yaptığını belirttiği. ...ın olay nedeniyle şikayetçi olduğu ancak şikayet hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğu ve şikayet hakkının olayın mağduru olan..."a ait olduğu, katılan...ın ise ... Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 11/06/2015 tarihli duruşmada şikayetçi olduğu, 5237 sayılı Kanun"un 73/1. maddesine göre, şikayet süresinin 6 aylık hak düşürücü süreye bağlandığı, eylemin gerçekleştiği 20/11/2012 tarihi ile katılan..."ın şikayetçi olduğu 11/06/2015 tarihi arasında söz konusu sürenin geçtiği gözetilmeden, düşme kararı yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde,
2- 5237 sayılı Kanun"un 125/1. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "...Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir" şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanığın üzerine atılı hakaret suçunu müştekinin gıyabında müştekinin babası katılan ..."a mail göndermek suretiyle işlemesi ve en az üç kişiyle ihtilat etmemesi karşısında, sanığın eyleminin yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
İddianamede müştekinin ... olarak gösterilip sanığın sözlerinin muhatabının müşteki ... olduğu belirlenip müştekinin bu şekilde sınırlandırıldığı somut olayda, sanığın, erkek kardeşinin kız arkadaşı olarak bildiği katılan ..."ın kızı hakkında katılan ..."a gönderdiği e-postada yazdığı “Sn... Kredi yurtlar Kurumu olarak kayıtlı öğrencilerimizden velisi olduğunuz..."ın hafta sonu ve bazı hafta içleri de dahil olmak üzere sürekli izin alıp dışarıda kalması, içkili ve kötü mekanlarda gece geç saatlere kadar sözde müzik yapması kurumumuz tarafından hiç hoş karşılanmamaktadır. Önceki yıllarda da benzer durumda olan öğrencilerin hepsi yurttan atılmıştır. Lütfen en kısa sürede kızınız ile irtibata geçerek bu durumu düzeltiniz, aksi takdirde yurttan atılması söz konusudur. Bilginize!” şeklindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
Her ne kadar tebliğnamede müşteki..."ın şikayetinin süresinde olmadığı ve bu nedenle düşme kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmüşse de, hem yukarıda açıklandığı üzere somut olayda iddianameyle müştekinin ... olarak sınırlandırıldığının kabul edilmesi, hem de..."ın müşteki olarak kabul edilse dahi, failin belirlendiği 19.12.2014 tarihinden itibaren şikayetin yapıldığı 11.06.2015 tarihine kadar 6 aylık şikayet süresinin dolmamış olduğu belirlendiğinden, bu görüşe iştirak edilmemiştir. Yine bozma nedenine göre somut olayda ihtilat unsurunun tartışılmasına gerek görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli ve 2015/294 esas, 2015/809 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3- Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 02.05.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.