Genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde kasten silahla ateş etme - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/5694 Esas 2016/9810 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde kasten silahla ateş etme
HÜKÜM : Hükümlülük

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın olay günü kardeşi müşteki ... ile arasında tartışma çıktığı, sanığın tüfeğin ağzına mermi vermek suretiyle müştekiye yönelttiği, müştekinin bunun üzerine evden dışarı kaçtığı, sanığında müştekiyi korkutmak için havaya doğru üç el ateş ettiği olayda; sanığın eyleminin TCK.nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde tek bir eylemin bölünerek kasten yaralamaya teşebbüs suçundan beraat, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 ve 326/son maddeleri gereğince ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 24.10.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

İddianamedeki anlatıma göre sanık hakkında iki fiilin suç olarak nitelendirilmesi yapılarak kamu davası açılmıştır. Yargılama sonucunda silahla yaralamaya teşebbüs sucundan beraat, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan ise, mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
Mahkemece, sanığın kardeşine kızması üzerine babasına ait av tüfeğiyle evin penceresinden havaya doğru ateş ettiğini sabit kabul ederek, TCK.nun 170/1-c maddesinden cezalandırılmasına karar vermiştir. Yaralama kastıyla hareket etmediğinden bu suçtan da beraat hükmü kurulmuştur. Hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş, Daire çoğunluğu sanığın eylemini TCK.nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturduğundan ve tekbir eylemin bölünerek kasten yaralamaya teşebbüs suçundan beraat, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan ise mahkumiyet hükmü kurulmasını bozma nedeni yapmıştır.
Sayın çoğunluğun beraat hükmünü de kapsar şekilde bozma kararı yerinde değildir. Sanık hakkında yerel mahkemece verilen silahla yaralamaya teşebbüs hükmü temyiz yasa yoluna konu edilmemekle kesinleşmiş bulunmaktadır. İncelemeye konu fiil, av tüfeğiyle havaya ateş edilmesi, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Yerel mahkemenin silahla yaralamaya teşebbüs olarak nitelendirdiği sayın çoğunluğun silahla tehdit olarak vasıflandırdığı suçtan beraat kararı verilmiştir. Verilen bu hüküm, kesinleşmekle yeniden yargılamaya konu edilemez. Aksine düşünce sanık lehine oluşan hukuki güvence ortadan kaldırılmış olacaktır. Ayrıcı fikri içtima ilişkisi içinde bulunan her bir suç gerek ceza, gerekse ceza muhakemesi hukuku bakımından bağımsızlığını korur. Fikri içtima ilişkisi içerisinde bulunan daha az cezayı gerektiren bir başka suç oluşturduğundan söz edilerek yeniden yargılama yapılamayacağına göre, aynı fiilden tekrar yargılama yasağı bulunduğundan yargılama yapılamayacaktır.
İncelemeye konu olayda verilen hükümdeki ceza miktarı daha az, fail hakkında daha ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı yeniden yargılama yapılması ve faile daha ağır ceza verilmesi sonucunu doğuracağından sanığa tanınan hukuki güvencenin ihlaline yol açar. Keza kesin hükmün otoritesi de ortadan kaldırılmış olacaktır.
Belirtilen nedenlerle, kesinleşmiş ve bir daha yargılama konusu yapılamayacak beraat kararını da kapsayacak şekilde sanık aleyhine hükmün bozulması sanığa tanınan hukuki güvenceleri ortadan kaldıracağından, sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan inceleme yapılıp hükmün değerlendirilmesi gerekir.