8. Hukuk Dairesi 2012/2405 E. , 2012/8795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Dağpınar Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair .... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.06.2011 gün ve 53/150 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, miras ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedenlerine dayanarak, dava dilekçesinde mevki ve sınırları yazılı, paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine ile Dağpınar Köyü Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 148 ada 1068 parsel ve 153 ada 4 no"lu parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının iptali ile bu parseller arasında yol olarak gösterilen kısmın, taşınmazın bulunduğu ada numarası sabit kalarak aynı ada son parsel numarası ile bir bütün halinde davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde taşınmazların atalarından babasına, ondan da kendisine intikal ettiğini açıklamış, paylaşımdan söz etmemiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmazların davacının atalarından kendisine kaldığını, davacı tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini bildirmişler; ancak, babadan davacıya intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Dosya arasında bulunan nüfus kaydının incelenmesinde davacının babası ..."nin 06.09.1989 tarihinde öldüğü ve davacı ... dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmıştır. Miras bırakan ... 06.09.1989 tarihinde öldüğüne göre terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliğine karşı dava açmaları zorunludur. Davacı dava konusu taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Bu haliyle davacının tek başına Hazine ve ilgili köy tüzel kişiliğine karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmamaktadır. Dava dışı kalan mirasçıların davacı safında yer almaları veya açılan davaya karşı olur vermeleri ya da terekeye temsilci atanması suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın yapılacak araştırma ve inceleme sonucu satış, bağış veya paylaşım sonucu davacıya düşüp düşmediğinin saptanması, bu yollarla davacıya düştüğünün belirlenmesi halinde şimdi olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmesi, aksi halde davacının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı tek başına dava açamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabul şekline göre de, hükümde 148 ada 1068 ve 153 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının iptali ile dava konusu paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün bir bütün halinde davacı adına tapuya tesciline karar verildiği, dosya arasında bulunan kadastro tutanaklarının incelenmesinde her iki parsel tutanağının Digor Kadastro Mahkemesinin 2006/5 Esas sayılı dosyası ile davalı olduğunun belirtildiği anlaşılmakta ise de, tapu kayıtlarının oluşup oluşmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle, 148 ada 1068 ve 153 ada 4 parsellerin tapu kayıtlarının oluşup oluşmadığı araştırılmadan, oluşmuş ise Tapu Sicil Müdürlüğünden dosya arasına getirtilip uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmadan kadastro tutanaklarının iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.