9. Hukuk Dairesi 2015/14662 E. , 2015/22419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin iş akdinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın yasanın öngördüğü 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ve feshin geçerli nedene dayandığını savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin 31/10/2014 tarihinde feshedileceğinin belirtildiği 13/10/2014 tarihli fesih bildiriminin davacı imzasına 17/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, işe iade davasının açılma süresi fesih bildirimini izleyen 1 aylık süre olup, fesih tarihi ve dava tarihi karşılaştırıldığında, davacı tarafından davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Bunun yanında feshe ilişkinin belgenin düzenleme tarihi kural olarak fesih bildirimini yapıldığı tarih olarak kabul edilemez. Önemli olan düzenleme tarihi değil, belgenin işçiye tebliğ edildiği tarihtir.
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Dosya içerisinde yer alan belgelerden; fesih bildiriminin 13.10.2014, savunma talep yazının 10.10.2014 ve ibranamenin ise 03.11.2014 tarihlerinde düzenlendiği görülmektedir. Davacı her 3 belgeyi de 17.10.2014 tarihinde tebellüğ etmiştir. Davacı tarafaça, savunma talep yazısnın tebliğ edildiği sırada fesih bildirimi ve ibranamenin de ekiymiş gibi imzalattırıldığını iddia edilmiştir.
İbranamede belge düzenleme tarihi olarak 03.11.2014 tarihi bulunmasına karşın davacının 17.10.2014 tarihinde belgeyi imzası ile tebellüğ etmesi, 13.10.2014 düzenleme tarihli fesih bildiriminde davacının iş akdinin 31.10.2014 tarihinde feshedileceğinin belirtilmesine karşın ihbar tazminatı ödemesinin bulunması, savunma talep yazısının düzenlenme tarihinin 10.10.2014 olmasına karşın davacının bu belgeyide 17.10.2014 tarihinde tebliğ alması ve aradaki süreye ilişkin olarak davacının devamsızlığının bulunmadığı gibi belgeyi 10.10.2014 tarihinde tebellüğden imtina ettiğine dair tutanak vs de bulunmadığı hususları dikkate alındığında davacının iş akdinin 31.10.2014 tarihinde sona erdiğinin kabulü gerekmektedir.
Fesih tarihinin yukarıda belirtildiği üzere 31.10.2014 tarihi olduğu ve bu tarihe göre işe iade davasının yasada öngörülen 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilmeksizin reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece; taraf delilleri toplanarak, işin esasına girilmeli ve feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı değerlendirilmelidir.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.