2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12271 Karar No: 2014/13365
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/12271 Esas 2014/13365 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/12271 E. , 2014/13365 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Adana/İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ :13.03.2013 NUMARASI :Esas no:2012/175 Karar no:2013/39
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı İ.. M.. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, evlenmenin butlanına ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (m.118-395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk (aile) mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir. (H.G.K. 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı) Bu açıklama karşısında; davaya “Aile Mahkemesi” sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre de; a-İ.. B.. tarafından davalılar Ali ve Selver’in nüfus kayıtlarına göre "kardeş oldukları", Türk Medeni Kanununun 129/1 maddesi gereği aralarında evlenmenin yasak olduğu nedenine dayanılarak mutlak butlan sebebiyle davaname ile evliliğin iptali davası açılmıştır. Cumhuriyet savcısı, Kanunda açıkça öngörülen hallerde hukuk davası açar veya açılmış olan hukuk davasında taraf olarak yer alır (HMK md. 70/1). Mutlak butlan davası açma Cumhuriyet savcısı için bir görev olduğundan (TMK md. 146/1) duruşmalarda hazır bulunması gereği de görevin doğal sonucu olarak bir zorunluluktur. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığının duruşmalara katılması sağlanmadan yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır. b-Mutlak butlan sebebiyle evlenmenin iptali davalarında nüfus müdürlüğünün taraf sıfatı olmadığından nüfus müdürlüğü hakkındaki davanın "husumet yönünden" reddine karar verilmemesi doğru görülmemiştir. c-Kabule göre de; alınan nüfus kayıtlarından davalılar Ali ve Selver’in kardeş oldukları görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 129. maddesinde evlenmeye engel teşkil edecek olan hısımlık dereceleri gösterilmiş ve kardeşler arasındaki evlenmenin yasak olduğu belirtilmiştir. Buna rağmen yapılan evlilikler ise mutlak butlanla batıldır (TMK md 145/4). Davalılar Ali ve Selver esasen kardeş olmadıklarını, nüfus kayıtlarında yanlışlık olduğunu iddia ettiklerine göre davalılara nüfus kaydının düzeltilmesi davası açmaları için süre ve imkan tanınması, dava açtıkları taktirde bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken hatalı yorumla yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2014 (Pzt.)