
Esas No: 2021/9553
Karar No: 2022/3830
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9553 Esas 2022/3830 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin bir davada, davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğine ve bunun haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerektiğine karar vermiştir. Ancak, davacının sunduğu maluliyet raporunda usule uygunluk eksikliği olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesine karar verilmiştir. Mahkeme, dava şartlarının davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan zorunlu koşullar olduğunu hatırlatmış ve eksikliğin tamamlanabileceği durumlarda eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlemiş olsa da, bu başvuru eksik ya da usule uygun olmayan belge ile yapılmış olsa bile usule uygunluk eksikliğinin tamamlanabileceği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114-115. maddeleri, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 03/12/2019 tarih 2019/İHK-17789 sayılı itirazın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Başvuran (davacı) vekili; davacının sürücüsü olduğu araç ile davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL rapor giderini, davalının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,talebini ıslahla 52.663,21 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 52.663,21 TL tazminatın 29/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince itiraz yoluna başvurulmuştur. İtiraz Hakem Heyeti davalının itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davacının davalıya geçerli bir raporla başvurmadığı gerekçesiyle başvurunun dava şartı eksikliğinden usulden reddine karar verilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarakİzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığın tarafından düzenlenen 11/03/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %14 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirleme yapıldığının
belirtildiği, ancak davacının, muayenesinin yapılmadığı ve yaralanma bölgeleri de dikkate alındığında ilgili yönetmelikte belirlenen adli rapor heyet teşekkülü ile diğer esaslara dikkat edilmediği anlaşılmaktadır.
İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun usule uygun düzenlenmediği ve tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının dava şartı olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK'nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği açıktır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun şekilde belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp ana bilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) inceleme yapılması, davalı vekilinin UHH kararına ilişkin diğer itirazları da değerlendirilip karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.