3. Hukuk Dairesi 2017/16786 E. , 2017/17948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı ... şirketinin, elektrik abonesi olan davacı şirketten düzenlediği faturalar ile hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış bedelleri ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden ... fonu ve ... fonu bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000 TL bedelin işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 02.12.2015 tarihli dilekçesi ile istemini 149.563 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davaya konu bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı şirketin, dava konusu bedelleri elektrik abonesi olan davacı şirketten tahsil etmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmesi üzerinde Dairemizin 2016/1046 esas 2017/857 karar sayılı 07/02/2017 tarihli ilamıyla;
“ 1-) ....Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan ... kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış bedelleri (ve kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan ... ve ... fon bedelleri) ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile
20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca, mahkemece; 6719 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 17/06/2016 tarihi itibariyle dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak derdest olan her türlü davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine göre, tarafların yargılama sebebiyle yaptıkları masrafın ne kadar olduğu, bunun ne kadarının harç ne kadarının diğer masraflar olduğu, masraflardan kimin ne kadarından sorumlu olacağı hükümde tek tek açıklanmalıdır.
Bozma öncesi mahkemece; Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 255,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi giderinden oluşan toplam 282,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine rağmen bozma sonrası; “Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL ve ilam harcı ile 145 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam : 172,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verildiği görülmekle bozma öncesi yapılan yargılama giderlerinin bozma sonrası ilamda eklenmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu"na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davada esas hakkında karar verilmesi halinde nispi harç alınacağı, usule ilişkin nihai kararlarla, davanın konusuz kalması halinde verilecek kararlarda maktu harç alınacağı kuşkusuzdur.
O halde; mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle maktu harca hükmedilerek bakiye harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken bu yönde hüküm tesis edilmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 4. maddesinin “4- Davacı tarafından bozma öncesi peşin olarak yatırılan 27,70 TL ve ilam harcı ile 145 TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 172,70 TL ve bozma sonrası 261,00 TL talimat, bilirkişi gideri ile 31,40 TL harç olmak üzere toplam 465,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle; hükmün 2. maddesinin “2-Alınması gereken 31,40 TL maktu karar harcının mahsubu ile bakiye 2.534,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine” şeklinde, hükmün davacı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.