3. Hukuk Dairesi 2016/7388 E. , 2017/17947 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı şirket görevlilerinin trafo ölçü sistemlerinin kontrolü için geldiklerini, yapılan kontrollerde sayaç kontrol ve testlerinin yapıldığını, sistemin sorunsuz çalıştığının, trafolarının bulunduğu hücre kapağı üzerinde bulunan 15003 numaralı plastik mührün telinin kırık ve mührün sağlam bir şekilde yerinde olduğunun tespit edildiğini, sistemde herhangi bir müdahale emaresinin olmadığını, kontrol sırasında mahallinde yıllar içerisinde oluşmuş toz birikintileri görüldüğünü, bunların üzerinde de herhangi bir iz bulunmadığını, telin kırık olmasına rağmen akımın sayaçtan düzgün bir şekilde geçtiğini, yaklaşık 10 yıl önce takılmış olan bu telin ısı değişimlerine maruz kalması nedeniyle deforme olması ve kopması hayatın olağan akışına uygun olduğunu belirterek tahakkuk ettirilen 147.309,60 TL kaçak elektrik bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, elektrik bedelinin ihtirazi kayıtla ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, yaptıkları kontrol ve tespitlerde akım ve gerilim trafolarına ait hücre kapısındaki 15003 nolu plastik sarı renkli mührün kırık olduğu tespit ettiklerini, yapılan bu tespit üzerine usulsüz elektrik tespti tutanağı düzenlendiğini, tutanakta çelişkili bir durum olmadığını, kırıldığı tespit edilen mührün kendiliğinden veya zaman içerisinde kırılmasının mümkün olmadığını, bu hususun bilirkişi marifeti ile tespit edilecek bir husus olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının davalı firmanın ... nolu elektrik abonesi olduğu, davalı şirket görevlilerinin 23.07.2013 tarih, ... seri no.lu tutanak düzenlendiği, akabinde
02.08.2013 tarih, ... sayılı kaçak elektrik tahakkuku yapıldığı, ancak bilirkişi raporunda davacının geriye dönük tüketimlerinin incelenmesinde kaçak elektrik kullanımını çağrıştıracak bulgulara rastlanılmadığının bildirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacıdan fazla tahsil edilen 146.985,55 TL"nin ödeme tarihi olan 06/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. maddesinde usulsüz elektrik enerjisi tüketimi halleri belirtilmiş, 15. maddesinde ise; kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından alınan “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı kararın 2. maddesinde; “Kullanım yerinde yapılan kontrollerde, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14 üncü maddesi kapsamında tanımlanan usulsüz elektrik enerjisi kullanımlarına ilişkin tespitlerde, müşteriye yükümlülüklerini yerine getirmesi için 15 gün süre verildiğini belirten kesme ihbarı bırakılır. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen müşterinin dahil olduğu abone grubundan ait olduğu yıla ilişkin Kurul Kararı ile belirlenen kesme-bağlama ücretinin 5 (beş) katı ücret tahsil edilerek elektriği kesilir.” hükmü getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı elektrik şirketi görevlileri tarafından 23/07/2013 tarihli davacı hakkında “ ... mührün kırık olmasından ... kullanılan enerji sayaçtan geçiyor” ifadesi ile usulsüz elektrik kullanım tutanağı düzenlendiği, tutanak üzerine davalı tarafından 28/06/2013-23/07/2013 tarihlerini kapsayan 231.357,70 TL tutarında kaçak elektrik tahakkuku yapıldığı, aynı tarihlere ilişkin 28/06/2013-31/07/2013 tarihlerini kapsayan 75.577,90 TL dönem faturası çıkarıldığı, davacı tarafından 06/08/2013 tarihinde ihtirazi kayıtla ödeme yapılmasıyla birlikte kaçak tahakkukuna itiraz edildiği, itiraz komisyonunca kaçak tahakkukunun 147.309,60 TL’ye indirilmesine karar verildiği, fazla ödenen 84.048,10 TL’nin ise davacıya iade edildiği, bu şekilde işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; usulsüz elektrik kullanımı nedeniyle kesme-bağlama ücretinin 5 katı ücreti hesaplanarak davacının sorumlu olduğu miktarın belirlendiği, kesme-bağlama ücretinin ise 2004 tarihinde geçerli bedeller üzerinden hesaplandığı görülmektedir. Dava konusu usulsüz kullanımın 2013 yılında gerçekleştiğine göre; bu yıla ait bedellerin esas alınması gerekmektedir.
O halde; mahkemece; uzman bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda; dava konusu usulsüz kullanımın 2013 yılında gerçekleştiği gözetilerek, bu yıla ait bedellerin dikkate alınması sonucu oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Sebepsiz zenginleşme nedeni ile gecikme faizi yürütülebilmesi için borçlunun, bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.
Mahkemece, kabul edilen bedelin ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
O halde mahkemece; davalının dava tarihi öncesinde temerrüde düşürülüp düşürülmediği, düşürülmüş ise ne zaman temerrüde düşürüldüğü tam olarak tespit edilip, sonucu dairesinde faize ilişkin hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu ödeme tarihinden itibaren alacağa faiz işletilmesi doğru görülmemiş, bu husus da ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.