13. Hukuk Dairesi 2016/18060 E. , 2019/4333 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıdan noter satış sözleşmesi ile bir araç alıp adına tescil yaptırdığını, sorasında aracın başka kişilere satıldığını, ancak aracın çalıntı olduğu gerekçesiyle araca el konulduğunu ve aracı alan kişilerin sırasıyla uğradıkları zararı akidi olan kişilerden dava yolu ile tazmin ettiklerini, en son kendisinin ödeme yaptığını belirterek, ... olduğu 58.800,00-TL.nın 01/08/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendisinin ayıplı ya da değiştirilmiş hırsızlık malı satmadığının açıkça ortada olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, "Davalı tarafından, davanın başında beri aracın 3.kişiye satıldığı, davacı ile araç alım-satımına ilişkin bir anlaşma olmadığı, sadece araç kendi üzerinde olduğundan vekalet vererek resmi satışın yapılmasını sağladığı iddia edildiğine göre bu hususun araştırılması gerekmiştir. Dosyaya celp olunan ...... 2004/7517 Soruşturma sayılı dosyasının incelemesinde, dosyamızda davacı sıfatıyla yer alan ..."in 19/03/2008 tarihli ifadesinde, öz yeğeni olan .....işletmiş olduğu oto galeri dükkanına takıldığını, kendisinin oto galeri dükkanında olduğu sırada yeğeninin satın almış olduğ...plakalı ...marka otoyu getirerek bu oto ile ilgili olarak süreli vekaletinin olduğunu ve son günü olduğunu söyleyerek üzerine almasını istediğini, kendisinin yeğeni olmasından dolayı tanıyıp bildiği için güvenip, aracı üzerine aldığını, bu olaydan hiçbir menfaat veya zararı ve giderinin olmadığInı, otoyu satışı sırasında bir defa gördüğünü oto ile ilgili detaylı bilğiyi yeğeni .... bildiğini, otonun adına kayıtlı olmasından dolayı satışını yaptığı kişiyi bir kere gördüğünü aradan uzun zaman geçtiği kim olduğunu hatırlamadığını, bedel ödemediğini söylediği görülmüştür. Dosyamızda davacı olan ..."in yeğeni .....de aynı soruşturma dosyasındaki 19/03/2008 tarihli ifadesinde; galericilik yaptığını, kendisine değişik tarihlerde satılması için oto geldiğini ve bu otoların bir kısmını üzerine aldığını bir kısmınıda vekaleten sattığını.., .... marka otoyu ... .... isimli ... yerini çalıştıran ... ....isimli şahsın satılması için getirdiğini, kendisininde takas yoluyla bu otoyu satın aldığını, ....ile anlaştıklarında kendisine bir aylık vekalet getirdiğini ve bunu kabul ettiğini, vekaletin günlü olması nedeniyle amcası ..."in üzerine satış yaptırdığını, otoyu satın aldığı esnada ruhsat bilgileri ile otunun üzerinde bulunması gereken motor ve şase numarasını kontrol etmediğini ancak otonun kazalı olduğunu galericilik yaptığından dolayı anlayıp bilerek aldığını, otonun kendisinde kaldığı zaman içerisinde hiç bir değişiklik yapmadığını ve yaptırmadığını, kendisinden sonraki otoyu satın alan kişi veya kişileri tanımadığını, otunun direk satışını verdiği için sattığı kişileri tanımadığını söylediği ve otomobili satın aldığını söylediği kişi .......ile imzaladıkları oto satış mukavelesini sunduğu görülmüştür. Oto satış mukavelesi incelendiğinde, davaya konu araç için..... .satıcı olarak imzalarının olduğu görülmüştür.Bu hali ile, davacının araç alımında bir bedel ödemediğinin kendi ifadesinde yer aldığı, aracın kendisine yeğen...... tarafından satıldığı.... de bu aracın ......tarafından satıldığı görülmekle, herkesin aldığını iade yükümlüsü olduğu davada, davalıya yönelmeyi gerektiren şartların oluşmadığı görülmüştür" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 189. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle,... olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir. Satım bozulduğuna göre, satıcının mal varlığında satım bedeli nedensiz kalır. Bu itibarla satış bedelinin alıcıya her halde geri verilmesi gerekecektir. Alıcının, satıcıdan isteyebileceği zarar ise, "menfi zarar"dır. (Örneğin, alıcının, satım sözleşmesinin kuruluşu ve ifası için yaptığı ve artık kendisi için tamamen boşa gitmiş sayılan giderler. Borçlar Kanunu Madde 192/4) Hemen belirtilmelidir ki, alıcının, satılanın tamamen zaptı halinde satıcıya karşı ileri sürebileceği bu istemlerin kabul edilebilmesi için, satıcının kusurlu olup olmaması, sonuca etkili değildir. Zira satıcının bu konudaki sorumluluğu, kusursuz sorumluluktur. Bununla beraber satıcı, menfi zarar dışında, hiç bir kusurun kendisine yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının, satılanın zaptı yüzünden uğradığı diğer her türlü zararlarını da ödemekle yükümlüdür. (Borçlar Kanunu Madde 192/son fıkra).
Somut olayda, davacının 09.04.2004 tarihinde davalıdan noter satış sözleşmesi ile satın alıp, adına tescil ettirdiği araca,çalıntı olduğu gerekçesiyle savcılık tarafından el konulduğu tüm dosya kapsamı ile anlaşılmakta olup, bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir.Az yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Öyle olunca mahkemece, B.K 192/1 maddesi hükmüde dikkate alınmak suretiyle yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
........