13. Ceza Dairesi Esas No: 2013/3155 Karar No: 2014/5771 Karar Tarihi: 24.02.2014
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2013/3155 Esas 2014/5771 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davadan bahsedilmektedir. Sanık Hakan ve suça sürüklenen çocuk Sezer, 22,60 TL'lik bir hırsızlık suçu işlemişlerdir. Mahkeme, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyeceğine karar vermiştir. Ancak hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle suçlulara TCK'nın 145. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiği gözetilmemiştir. Suça sürüklenen çocuk S.. S..\"ın 18 yaşını henüz tamamlamamış ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiştir, bu sebeple hürriyeti bağlayıcı cezasının adli para cezasına veya diğer tedbirlerden birine çevrilmesi gerekmektedir. Ayrıca, sanık Hakan ve suça sürüklenen çocuk Sezer'in iştirak halinde işledikleri suç nedeniyle yargılama giderlerinin ayrı ayrı yükletilmesi gerekmektedir. TCK'nın 61/1, 145, 50/3, ve 50/1 maddeleri bu kararda bahsi geçen kanun maddeleridir.
13. Ceza Dairesi 2013/3155 E. , 2014/5771 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 6 - 2011/131300 MAHKEMESİ : Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 13/07/2010 NUMARASI : 2008/1282 (E) ve 2010/967 (K) SUÇ : Hırsızlık
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık ve suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olayda ise; 22,60 TL çalan sanık Hakan ve suça sürüklenen çocuk Sezer hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Suça sürüklenen çocuk S.. S.."ın suç tarihinde henüz 18 yaşını ikmal etmediği ve suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olması nedeniyle TCK"nın 50/3. maddesi gereğince hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı kanunun 50/1 maddesi gereğince adli para cezası ya da diğer tedbirlerden birine çevrilmesi zorunlu olduğunun gözetilmemesi, 3-Sanık Hakan ve suça sürüklenen çocuk Sezer"in iştirak halinde işledikleri suç nedeniyle yargılama giderlerinin ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği halde 5271 sayılı CMK"nın 326/2. maddesine aykırı olarak hangi sanık olduğu belirtilmeden sanıktan alınmasına karar verilmesi suretiyle infazda karışıklığa neden olunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. A.. ve sanık S.. S.."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.