
Esas No: 2014/1101
Karar No: 2014/4341
Karar Tarihi: 01.04.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/1101 Esas 2014/4341 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/36-2013/226
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.02.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi, kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, davalının arazisi içerisinde ortak sınıra çok yakın mesafedeki çam ağaçlarının dallarının gölge yaptığını, ağaç kök ve döküntülerinin arazisine ve evine zarar verdiğini, ayrıca alerjik yapısı itibari ile ağaçların zararlı bulunduğunu ileri sürerek ağaçların kesilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazında standartlara uygun bir vaziyette dikili bulunan ağaçların davacıya zarar vermediğini, davacının demir cinsinden tabir edilen çam ağaçlarına alerjisinin bulunmadığı yönünde dosyada sağlık raporu bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir.
TMK m. 683"teki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
Somut olaya gelince; dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre, davalının kendi taşınmazı içerisinde bulunan ağaçların davacının evine ve evin müştemilatına bir zararı bulunmadığı belirtilmiş ise de, çam ağaçlarının cinsi itibari ile iğne yapraklarının davacının taşınmazına döküldüğü rapor içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının davalı taşınmazındaki ağaçların kesilmesini istemiş olması çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, zarar veren döküntüye neden olan dalların kesilmesi sureti ile zararın giderilmesine karar verilmesine engel sayılamaz.
Bu nedenle davacının arazisine ağaç döküntülerinin (iğne yapraklarının) katlanma sınırını aşacak şekilde zarar verdiği yapılan keşif ve uzman bilirkişi raporu ile belirlendiği takdirde, bu zarar ağaç dallarının budanması veya seyreltilmesi ile giderilebiliyorsa bu önlemlere karar verilmelidir. Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılmalı, halen davacının zararının oluşup oluşmadığı, yukarıda belirtilen ilkelere göre araştırılıp, komşuluk hukukuna aykırılık var ise nasıl ve ne şekilde giderileceği uzman bilirkişi raporu ile tespit edilerek, kesilmesi gereken ağaç dallarının yerlerinin fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide gösterilmesi sağlanmalı, sonucuna göre hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.