9. Hukuk Dairesi 2014/10169 E. , 2015/22365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti
Davacı, davalı Şirketlere ait işyerinde çalışırken haksız şekilde işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem-ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücret, ulusal bayrami ve genel tatil ücretinin ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti
Davalı .....vekili, husumet yokluğundan davanın reddini istemiştir.
Davalı .... vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı .... vekili, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz
Kararı davacı vekili ve davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe
Taraflar arasında, davanın ıslahı ve savunma hakkının kısıtlanması konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Taraflar, davanın veya savunmanın genişletilmesi yasağı sebebiyle yapamadıkları usul işlemlerini, karşı tarafın rızasına gerek duymadan ıslah yoluyla yapabilirler.
Islah ile; vakıalar, dava konusu ve talep sonucu değiştirilebilir. Islah yoluyla ikinci tanık listesi verilemez.
Taraflar, tahkikat bitinceye kadar ıslah yoluna başvurabilirler. Ancak hükmün usul yönünden bozulmasından sonra yapılan ıslah da geçerlidir.
Islah, tek taraflı bir usul işlemi olup karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Ancak 6100 sayılı HMK’nın 177 nci maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliği gereklidir.
Davalı, davaya cevap vermemiş ise, sonradan vereceği ıslah dilekçesi ile davaya cevap veremez. Çünkü ortada daha önce yapılmış bir usul işlemi yoktur. Örneğin, davalı, davaya hiç cevap vermemiş ise, sonradan vereceği ıslah dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunamaz. Ancak davacı, savunmanın genişletilmesine açıkça muvafakat ederse, bu durumda mahkemece, zamanaşımı savunmasının dikkate alınması gerekir.
Davacı, kısmî dava konusu talebini, daha sonra ıslah yoluyla artırabilir. Bu hâlde ıslahla artırılan talep harca tâbi ise, davacının bakiye harcı yatırması gerekir; harç yatmadıkça ıslah yapılmamış sayılır. Kısmî davada, davalı, ıslah dilekçesinin tebliğinden sonra süresi içinde zamanaşımı def’inde bulunmuş ise mahkemece, ıslahla artırılan kısım yönünden zamanaşımı savunmasının dikkate alınması gerekir.
Davacı, belirsiz alacak davasında, alacak miktarı belirlendiğinde talebini netleştirerek iddiayı genişletme yasağına tâbi olmadan ve ıslaha gerek olmadan asıl talebini artırabilir. Fakat bu durumda dahi bakiye harcı yatırması gerekir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı savunması, talebin tümü yönünden dava tarihine göre değerlendirilmelidir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddesi ve Anayasanın 36 ncı maddesine göre herkes, yasal yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı, 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkını da içeren daha geniş bir haktır ve hukuk devletinin bir gereğidir.
Adil yargılanma hakkı, kanunî, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma, makul süre içinde yargılanma, hakkaniyete uygun yargılanma ve hukukî dinlenilme haklarını kapsar.
Hakkaniyet, tarafların, mahkeme önünde, yargılamanın başından sonuna kadar tam bir eşitlik içinde görülmesidir. Bu eşitlik, usul hukukunda, “silahların eşitliği” olarak ifade edilmektedir. Silahların eşitliği, tarafların, hâkim önünde usul yönünden eşitliği demektir. İş Hukukunda geçerli olan “işçi lehine yorum ilkesi”, maddî hukuka ilişkin bir ilke olup, kural olarak usul hukukunda geçerli değildir. İş mahkemesi yargıcı, hem işçiye hem de işverene, usul uygulamaları yönünden eşit davranmak zorundadır. Ancak bu eşitliğin, İspat Hukuku yönünden de geçerli olacağından söz edilemez. Çünkü iş yargısında, belge ve kayıtların işveren elinde olması, kayıtların işveren tarafından tutulması ve birçok emredici nitelikteki düzenleme sebebiyle işçi lehine bazı ispat kuralları benimsenmiştir. Örneğin, yıllık ücretli izinlerin kullanıldığının ispatı, ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Buna karşılık ücret miktarının ispatı işçiye aittir. Yine iş müfettişlerinin tutanak ve raporları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli delil niteliğindedir. İş yargısının kendine özgü özelliği ve İş Hukukunun emredici yapısı sebebiyle benimsenen bu tür ispat kurallarının, silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğundan söz edilemez.
Hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. 6100 sayılı HMK’nın 27 nci maddesine göre, tarafların yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, bilgi sahibi olduğu konuda açıklama ve ispat hakkını kullanabilmesi, mahkemenin tüm iddia ve delilleri dikkate alarak kararını gerekçeli olarak vermesi gerekir. Dava sonucundan etkilenecek bütün kişilerin hukukî dinlenilme hakları vardır. Davanın tarafları yanında kendi hakkıyla bağlantılı olarak fer’i müdahilin de hukukî dinlenilme hakkı vardır. Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkat alınır ve bozma sebebidir. Örneğin; dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınması (HMK.177 maddesi gerekçesi), tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi, hukukî dinlenilme hakkının ihlalidir.
Somut olayda davacı vekili, kısmî davadaki talebini ıslah ile artırmıştır.
Islah dilekçesi, davalı .....vekiline tebliğ edilmiş, diğer davalılara tebliğ edilmemiştir.
Mahkemece, ıslah ile artırılan alacak miktarlarından tüm davalılar sorumlu tutulmuştur.
Mahkemece, ıslah dilekçesinin davalılardan ....ne ve ....ne tebliğ edilmeden karar verilmesi, davalıların hukukî dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.