Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5508
Karar No: 2013/8152
Karar Tarihi: 21.05.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/5508 Esas 2013/8152 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/5508 E.  ,  2013/8152 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/12/2012
    NUMARASI : 2010/59-2012/672

    Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı M.G.tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, el atmanın önlenmesi, kal, ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davalılara ait evlerin imar uygulaması sonucu davacıya ait 35863 ada 5 sayılı parselde kaldığı, İmar Yasasının 18/8 maddesi uyarınca yapıların bedeli ödenmedikçe davalıların kullanım haklarının devam ettiği, davacı M."nin verilen süre içinde yapıların toplam bedeli olan 67.339.-TL"yi mahkeme kasasına depo etmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, asıl dava reddedildiği için karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalıların karşı dava açmalarına davacının sebebiyet verdiği gerekçesiyle karşı davacılar lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Çekişmeli 35863 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kök geldisinin 3763 ada 1 parsel olduğu, anılan kök parselin 15.04.1986 tarihinde Ankara Belediyesi adına ihdasen tescil edildiği, Ankara Belediyesinin 3763 ada 1 parsel içinde bulunan 400m2 alanı işgal eden 69 kapı nolu ev için davalıların miras bırakanı H.oğlu H.S."ya tapu tahsis belgesi verdiği, bu yerin 13.10.1987 tarihinde Mamak Belediyesine devredildiği, 3763 ada 1 parselin mükerrer olması sebebiyle 3819 ada 1 parsel nosunu aldığı, 3763 ada 1 parselin 1.323m2 yüzölçümlü kesiminin 15.4.1992 yılında yapılan imar uygulamasıyla 35863 ada 5 parsele gittiği, 35863 ada 5 parselin 363m2 yüzölçümlü kesiminin Belediye Encümeninin 31.10.1991 tarih 1558/2343 sayılı kararıyla 2981/3290 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca davalıların miras bırakanı H.S.ya tahsis edildiği, tahsis işleminin 15.4.1992 tarihinde tapuya işlendiği, Belediye Encümeninin 2.7.1992 gün 851/1191 sayılı kararıyla 2981 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca 35863 ada 5 parselin 259m2 yüzölçümlü kesiminin davacı M. G.e, 159 m² yüzölçümlü bölümünün dava dışı H.G.e tahsis edildiği ve 18.09.1992 tarihinde tapuya işlendiği ve M.G."ün, H. G..ün payını satın aldığı, böylelikle 35863 ada 5 parselin 1.323 m2 yüzölçümlü olarak 363/1323 payı H.S., 418/1323 payı M.G., 542/1323 payı Mamak Belediyesi adlarına paylı olarak tescil edildiği, 29.03.2010 tarihinde yapılan imar uygulamasıyla 35863 ada 5 parselin, 573 m2 yüzölçümlü bölümünün 35863 ada 6 parsele gittiği, 672 m2 yüzölçümlü kesiminin 35863 ada 5 parselde kaldığı, 35863 ada 6 parselin 573 m2 yüzölçümlü olarak H.S. adına tescil edildiği, 35863 ada 5 parselin ise 672m2 yüzölçümlü olarak 418/672 pay M.G., 244/672 pay Mamak Belediyesi,
    10/672 pay Hazine adlarına tescil edildiği, 16.01.2004 tarihinde M.G."ün tüm payları satın alarak tamamına malik olduğu, daha sonra 17.4.2008 tarihinde yapılan imar uygulamasıyla 35863 ada 5 parselin, 51082 ada 7 parsele, 35863 ada 6 parselin ise 51082 ada 6 parsele gittiği, 51082 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 672 m2 yüzölçümlü olarak arsa niteliği ile M.G. adına,51082 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 581 m2 yüzölçümlü olarak H.S.adına tapuya tescil edildikleri, 51082 ada 6 parselin irsen intikal yoluyla davalılara geçtiği, 51082 ada 6 parselin üzerinde 69 kapı numaralı H.S."ya ait ev, 51082 ada 7 parselin üzerinde ise M.G."e ait 5 kapı numaralı ev, Ş.., B.ve S..S..ait 63, 63/A kapı numaralı 2 katlı ev ve Ş..S..ya ait 63/B kapı numaralı tek katlı ev bulunduğu, Davacı M.G."ün; kayden maliki olduğu 72 m2 yüzölçümlü 35863 ada 5 (51082 ada 7) parsel sayılı taşınmazına davalılar tarafından ev yapılmak suretiyle el atıldığını bildirip, evlerin kal"i suretiyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleriyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak bir yapı inşa etmiş ve imar uygulaması sonucu bu yer başka bir imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı gibi 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinde öngörülen kaim bedele hak kazanacağı açıktır.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı İmar Yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
    298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz.
    İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Ne varki mahkemece çekişmeli 51082 ada 7 parsel üzerinde bulunan Ş.., B.ve S.. S. ait 63, 63/A kapı numaralı 2 katlı ev ile Ş.S."ya ait 63/B kapı numaralı tek katlı evin hangi tarihte yapıldıkları, davalıların kaim bedele hak kazanıp kazanmadıkları yönünde gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın bilirkişilerin çekişmeli evlerin imar uygulaması sonucu davacı parseline tecavüzlü hale geldikleri yönündeki soyut ve yetersiz raporları esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Diğer taraftan mahkemece üç ayrı bilirkişi kurulundan rapor alınmış ise de her üç raporda çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan davalılara ait evlerin yapı sınıfları ve kaim bedelleri farklı belirlenmiştir. Mahkemece raporlar arasındaki çelişki üzerinde durulup yöntemince giderilmeden oy çokluğuyla düzenlenen 30.10.2012 havale tarihli son bilirkişi kurul raporu dayanak alınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Ayrıca davalılar 13.06.2011 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile evlerin bedeli olarak toplam 52.328TL"nin davacıdan alınmasını istedikleri halde mahkemece 6100 sayılı HMK"nin 26. (1086 sayılı HUMK"nin 74.) maddesinde düzenlenen istemle bağlılık ilkesi de gözetilmeksizin 67.339,20TL kaim bedelin mahkeme kasasına ödenmesi yönünde davacıya süre verilmiştir.
    İmar uygulaması sonucu davalılara ait evlerin davacıya ait parselde kaldığının tespiti halinde parsel malikinin imar uygulamasından önceki tapu kaydından gelen hakkına dayalı olarak yapı sahibine, 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesinde öngörülen kaim bedeli ödemesi yasal zorunluluk olup bunun için yapı sahiplerince ayrıca dava açmaya gerek bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta davalılar S. S.ve arkadaşları, esasa cevap süresi içinde çekişmeli evlerin imar uygulaması öncesi yapıldığını, 35863 ada 5 parselin kök geldisi olan 53 sayılı kadastro parselinde tapu tahsis belgelerinin bulunduğunu, imar uygulaması sonucu kendilerine ait evlerin davacıya ait 35863 ada 5 sayılı taşınmaz içinde kaldığını, İmar Yasasının 18/8 maddesi uyarınca evlerin bedeli ödenene kadar taşınmazı kullanma haklarının bulunduğunu ileri sürerek men ve kal kararı verilmesi halinde evlerin bedeli (enkaz bedeli ) olarak toplam 30.000TL"nin davacıdan alınması isteğiyle karşı dava açmışlar ise de mahkemece usul ve yasalara aykırı olarak arzın maliki olan M.G."ün karşı davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle M. aleyhine vekalet ücreti takdir edilmiştir.
    Halböyle olunca mahkemece yörede 2981 sayılı yasaya göre yapılan çalışmalara ilişkin tüm belgeler, (kişiler tarafından Belediye yapılan başvuru ve istem belgeleri de dahil olmak üzere), davacı M..ye ait taşınmaz üzerinde bulunan davalılara ait evlere ilişkin elektrik , su faturaları, vergi ceza bildirimleri veya vergi ödemelerine ilişkin tüm belgeler taraflardan ve ilgili belediyeden sorulup istenerek davalılara ait evlerin hangi tarihte yapıldıkları duraksamaya olanak vermeyecek şekilde belirlenmeli, bir inşaat, bir mülk ve bir harita kadastro mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla taşınmaz başında keşif yapılmalı, bilirkişi kurulundan çekişmeli yapıların imar uygulamasında önce yapılıp yapılmadıkları belirlenmeli yapıların sınıfları ve özellikleri gözetilerek kaim bedellerini veya enkaz bedellerini belirtir şekilde somut, bilimsel verilere dayalı denetime açık ve dosyada bulunan raporlar arasındaki çelişkileri giderir yönde rapor alınmalıdır. Yukarıda değinilen şekilde hükme elverişli araştırma inceleme ve uygulama yapılıp oluşacak sonuca göre davalıların 13.06.2011 tarihli ıslah dilekçesinde belirtilen bedelde gözetilerek (istemle bağlı kalınarak) bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Davacı M.G."ün yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi