9. Hukuk Dairesi 2014/9527 E. , 2015/22348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti
Davacı, davalıya ait işyerinde çalışırken 2012 yılı Haziran ve Temmuz aylarına ait fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırılması sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ödetilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti
Davalı vekili, davacının asgari ücret üzerinden çalıştığını ve fazla çalışma alacağının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, davacının asgari ücret üzerinden çalıştığı ve fazla çalışma alacağının ödendiği sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.).
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Somut olayda davacı, davalıya ait işyerinde çalışırken 2012 yılı Haziran ve Temmuz aylarına ait fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırılması sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ödetilmesini istemiştir.
Davacı, iş sözleşmesini, 2012 yılı Haziran ve Temmuz aylarına ait fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve sigorta primlerinin asgari ücret seviyesinden yatırılması sebebiyle 31.08.2012 günü haklı nedenle derhâl feshetmiştir.
Dosya içeriğinden; davacının asgari ücretle çalıştığı, 2012 yılı Haziran ve Temmuz aylarında fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır.
Davalı, fazla çalışma tahakkuku içeren 2012 yılı Haziran ve Temmuz aylarına ait bordrolar sunmuştur. Temmuz ayı bordrosu, davacı tarafından itirazsız imzalanmıştır. Haziran ayı bordrosunda ise davacının imzası bulunmamaktadır.
Mahkemece, davacının asgari ücret üzerinden çalıştığı ve fazla çalışmalarının karşılığının bordrolarla ödendiği sonucuna varılarak kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti talepleri reddedilmiştir.
Mahkemece, 2012 yılı Haziran ayı bordrosunda görünen fazla çalışma ücreti tahakkukunun ödenip ödenmediği davacıya sorulmalı, ücretler banka yoluyla ödeniyor ise banka kayıtları getirtilmeli, tarafların bu konudaki delilleri toplanmalı ve oluşan sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 22/06/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.