14. Hukuk Dairesi 2014/809 E. , 2014/4322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2011/236-2013/291
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.07.2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil ikinci kademede tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi üçüncü kademede ise TMK"nın 723. maddesince tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil isteminin reddine tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi talebinin kabulüne dair verilen 05.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ş.. S.. vekili ile katılma yollu davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, tapuda davalıların murisi adına kayıtlı 628 ada 324 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın kendisi tarafından yapıldığını ve iyiniyetli olduğunu belirterek TMK’nın 724. maddesi gereğince temliken tescil, ikinci kademede binanın kendisine ait olduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasını, üçüncü kademede ise TMK’nın 723. maddesi gereğince tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılardan P.. S.., davacının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar yargılamaya katılmamış ve herhangi bir beyanda da bulunmamıştır.
Mahkemece temliken tescil isteminin reddine, ikinci kademedeki istemin kabulü ile dava konusu evin davacı tarafından yapıldığının tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmiştir.
Hüküm davalı P.. S.. vekili ile katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin temliken tescil talebinin reddine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı P.. S.. vekilinin temyiz itirazına gelince;
22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlaşılmalıdır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır.
Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesi olanak sağlamaktadır. Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.”
Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve sadece muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında, üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Anılan yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanacağı kabul edilmiş ise de, uygulanacak hükümler yasanın 14, 15, 17, 18, 20. ve 21. maddeleriyle sınırlıdır. Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanununun 19/2. maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenemez.
Bu itibarla, muhdesat tespiti ve belirtmesinin tapu siciline yazılmasına ilişkin talebin reddi gerekirken hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.
Ne var ki davacı taraf, üçüncü kademede TMK’nın 723. maddesi uyarınca tazminat isteminde de bulunduğu halde bu taleple ilgili bir karar verilmediği görülmüştür. Davacının tazminat istemeye hakkı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarının ne olacağı değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesisi gerekirken bu hususun gözetilmemesi de doğru görülmemiş, belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı P.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.