13. Hukuk Dairesi 2012/24520 E. , 2013/5937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıyı Terme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/674 ve 2006/708 esas sayılı dosyalarında avukat olarak temsil ettiğini, bu dosyalar kapsamında davalının kendisine hiçbir vekalet ücreti ve masraf ödemesi yapmadığı, tüm masrafları kendisinin yaptığını,vekalet ücreti alacağı olarak her iki dosyadaki dava değeri toplamı olan 110.750 TL üzerinden baro asgari ücret tarifesine göre yaptığı hesaplamaya dayalı olarak icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek; icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacıyı avukat olarak bir başka avukatın aracılığıyla vekil tayin ettiğini, vekalet verilmesi aşamasında davacıyla tanışmadıklarını, yol parası ve masrafları aracı kişiye verdiğini, aracı kişi ile irtibatının kesilmesi üzerine davacıyı arayarak davacı ile tanıştıklarını, bu ödemelere ilişkin aracılık eden kişi ile davacıyı telefonda görüştürdüğünü, gereken parayı aracı kişiye verdiğini söylemesine rağmen davacının kendisi hakkında icra takibi yaptığını savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, vekalet ücreti alacağına ilişkin davacının yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, davalı tarafından verilen vekalete dayalı olarak davacı avukatın davalının taraf olduğu iki ayrı dava dosyasında davalıyı temsil ederek avukatlık hizmet verdiği uyuşmazlık konusu değildir. Vekalet ücretine konu alacağın tahsiline yönelik icra takibinin yapıldığı tarih itibariyle davacı avukatın istifa etmediği ve davalı tarafından da azledilmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında vekalet ücretinin ne zaman ödeneceğine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığına göre ilke olarak davacı avukatın avukatlık kanunun 171/1. maddesindeki sorumluluğu kapsamında vekalet ücretini talep etmesi için vekalet ücretine konu davaların sonuçlanmasını beklemesi gerekir. Bir başka ifadeyle vekalet ücreti alacağının muaccel hale geldiği tarih, vekalet ücretine konu davaların kesinleştiği tarihtir. Dava ve icra takip tarihleri itibariyle taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin sonlandırılmadığı ve vekalet sözleşmesine konu davaların devam ettiği gözetilerek vekalet ücreti alacağının muaccel olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkelere aykırı olarak muaccel olmayan dava konusu vekalet ücretinin tahsiline ilişkin hüküm tesis edilmiş ise de,bu karara ilişkin davalı tarafça bu yönde bir temyiz talebinin bulunmaması nedeniyle vekalet ücretinin talep edilebilmesine dair davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek davacının vekalet ücretini talep edebileceğinin kabulü gerekir.
Taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığına göre vekalet ücreti alacağının hesaplanmasında Avukatlık kanunun 164/3. maddesi hükümlerine göre harcı yatırılmış dava değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi gerekir. Ne var ki; davacı dava dilekçesinde Avukatlık Asgari ücret tarifesine göre ücret talep ettiğini beyan etmiş olmakla mahkemece davacının bu talebi ile bağlı kalınarak yapılacak bilirkişi hesaplaması sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ; Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir, 2.bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.